Translation of "Odasını" in English

0.016 sec.

Examples of using "Odasını" in a sentence and their english translations:

Odasını temizliyordu.

He was cleaning his room.

- Tom'un odasını temizlemesi gerekiyor.
- Tom odasını temizlemeli.

Tom needs to clean his room.

O, odasını düzenledi.

She put her room in order.

O, odasını toparladı.

He tidied up his room.

Tom odasını süpürüyor.

Tom is sweeping his room.

Tom odasını boyuyor.

Tom is painting his room.

Tom odasını temizliyor.

Tom is tidying his room.

Laurie odasını toparlıyor.

Laurie is tidying her room.

Onların odasını temizlemiyorum.

I don't clean their room.

O, odasını temizlemeli.

He must clean his room.

Tom odasını düzenledi.

- Tom put his room in order.
- Tom cleaned his room.
- Tom tidied up his room.

Tom odasını düzenlemeli.

Tom needs to organize his room.

Tom odasını temizledi.

Tom cleaned his room.

Mary odasını düzeltti.

Mary straightened her room.

Tom odasını temizliyordu.

Tom was cleaning his room.

Odasını henüz temizlemedi.

She hasn't cleaned her room yet.

O, odasını temizleyecekti.

He was going to clean up his room.

Tom odasını toparladı.

Tom tidied up his room.

Tom odasını toparlıyor.

Tom is tidying up his room.

Fadıl odasını topladı.

Fadil tidied his room.

Tom odasını temizlemelli.

Tom should clean his room.

Mary odasını temizliyordu.

Mary was cleaning her room.

Hala odasını temizlememiş.

He still hasn't cleaned his room.

- O demin odasını temizledi.
- Odasını daha yeni temizledi.

He just cleaned his room.

Tom ona odasını temizlemesini söylemedikçe asla odasını temizlemez.

Tom never cleans his room unless I tell him to.

- Tom odasını derli toplu tutar.
- Tom odasını düzenli tutar.

Tom keeps his room tidy.

O, odasını temiz tutar.

- His room is kept clean by her.
- She keeps his room clean.

Odasını güllerle dekore etti.

She decorated her room with roses.

Bana odasını kullanabileceğimi söyledi.

She told me that I could use her room.

O, asla odasını temizlemedi.

He has never cleaned his room.

Odasını çiçeklerle süslemeyi seviyorum.

- I like to adorn my room with flowers.
- I like to decorate my room with flowers.

Ben ona odasını gösterdim.

I showed him into the room.

O, odasını beyaza boyuyor.

She's painting her room white.

Tom odasını dekore ediyor.

Tom is decorating his room.

Mary henüz odasını boyamadı.

Mary hasn't painted her room yet.

Odasını nasıl toplayacağını bilir.

He knows how to tidy his room.

Tom'dan odasını temizlemesini istedim.

I wanted Tom to clean his room.

Tom henüz odasını temizlemedi.

- Tom hasn't cleaned his room yet.
- Tom hasn't yet cleaned his room.

Tom bana odasını gösterdi.

- Tom showed me his room.
- Tom showed his room to me.

Tom odasını temizlemekle meşgul.

Tom has been busy cleaning his room.

Tom bana odasını temizletti.

Tom made me clean his room.

Tom odasını temiz tutar.

Tom keeps his room clean.

O, bana odasını gösterdi.

She showed me her room.

O aceleyle odasını temizledi.

She cleaned her room in a hurry.

Tom yatak odasını temizledi.

Tom vacuumed his bedroom.

Tom kendi odasını istedi.

Tom wanted his own room.

Tom'a odasını temizlemesini söyledim.

I told Tom to clean his room.

Tom odasını beyaza boyadı.

Tom painted his room white.

Tom sadece odasını temizledi.

Tom just cleaned his room.

Mary odasını organize etmeli.

Mary needs to organize her room.

Tom, Mary'nin odasını araştırdı.

Tom searched Mary's room.

Tom odasını temizledi mi?

Has Tom cleaned his room yet?

Hizmetçi misafir odasını temizleyecek.

The maid will clean the guest room.

Tom'un odasını gördün mü?

Have you seen Tom's room?

Bay Smith odasını temizliyor.

Mr. Smith is cleaning his room.

Tom'un odasını temizlemesini istedim.

I asked Tom to clean his room.

Tom odasını hızlı temizledi.

Tom cleaned his room quickly.

Ona odasını temizlemesini söyledim.

I told him to clean his room.

Tom oturma odasını toparladı.

Tom tidied up the living room.

Tom yatak odasını düzeltti.

Tom straightened up his bedroom.

O, hizmetçiye odasını süpürttü.

He had the maid sweep his room.

O, ona odasını temizletti.

She made him clean his room.

Tom'un odasını arayabilir miyim?

Would you mind if I searched through Tom's room?

Tom odasını temizlemek istemiyor.

Tom doesn't want to clean his room.

Tom aceleyle odasını temizledi.

Tom cleaned his room in a hurry.

Sami yatak odasını boyuyordu.

Sami was painting the bedroom.

Tom odasını çoktan temizledi.

Tom has already cleaned his room.

Tom odasını dekore etti.

Tom decorated his room.

- Dan yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Dan yatak odasını ofise çevirdi.

Dan converted his bedroom into an office.

- Mary odasını temizliyor, değil mi?
- Mary kendi odasını temizliyor, değil mi?

Mary is cleaning her room, isn't she?

Kışın yemek odasını sıcak tuttu.

- She kept the dining room warm in winter.
- She kept the dining room warm in the winter.

Odasını her zaman temiz tutar.

She always keeps her room clean.

Her gün kızının odasını toplar.

She tidies her daughter's room every day.

Odasını kendi başına aramak zorundaydı.

He had to look for his room by himself.

O, odasını nasıl paspaslayacağını biliyor.

He knows how to mop his room.

Tom Mary'ye odasını temizlemesini söyledi.

Tom told Mary to clean her room.

Tom odasını temizlemek zorunda kaldı.

Tom had to clean his room.

Tom şimdi odasını düzene sokuyor.

Tom is now straightening up his room.

Tom odasını dekor etmekle meşgul.

Tom has been busy decorating his room.

Tom oturma odasını işaret etti.

Tom pointed to the living room.

Tom bana odasını temizleyeceğini söyledi.

- Tom told me he was going to clean up his room.
- Tom told me that he was going to clean up his room.

Tom'un odasını temizlediğinden emin olacağım.

I'll see to it that Tom cleans his room.

Ken ağabeyi ile odasını paylaştı.

Ken shared the room with his older brother.

O, pazar günü odasını temizledi.

He cleaned his room on Sunday.

Misafir yatak odasını kiraya verdim.

I rented out the guest bedroom.

Tom odasını önceden temizledi mi?

Has Tom already cleaned his room?

Tom'un odasını temizlemesine yardım ettim.

I helped Tom clean his room.

Tom şimdi odasını temizliyor mu?

Is Tom cleaning his room now?

Tom her pazartesi odasını temizler.

Tom cleans his room every Monday.

Tom odasını çok temiz tutmaz.

Tom doesn't keep his room very clean.