Translation of "Tabanları" in English

Benim ayakkabıların tabanları yıprandı.

The soles of my shoes are worn.

Polisi görünce tabanları yağladı.

He ran away when he saw the policeman.

- Koşarak kaçalım.
- Tabanları yağlayalım.
- Uçarcasına kaçalım.

Let's run for it.

Ayakların tabanları, sıcağa ve soğuğa karşı duyarsızdır.

Soles of the feet are insensitive to heat and cold.

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

On cushioned feet, even a six-ton male can go unnoticed.

- Hırsız, köpek havlamasını duyunca topukladı.
- Hırsız, köpek havlamasını duyunca tabanları yağladı.

- When the thief heard the dog bark, he took to his heels.
- When the thief heard the dog bark, he ran away.

- O bir polis gördüğünde tabanları yağladı.
- O bir polis gördüğünde koşarak kaçtı.

He took to his heels when he saw a policeman.

- O, polisi görür görmez tabanları yağladı.
- O, polisi görür görmez uçarcasına kaçtı.

As soon as he saw the policeman, he ran for it.