Translation of "Koşarak" in English

0.064 sec.

Examples of using "Koşarak" in a sentence and their english translations:

Çocuk koşarak geldi.

The boy came running.

O, koşarak geldi.

He came running.

Caddeyi koşarak geçmeyin.

Don't run across the street.

O koşarak geldi.

She came running.

Sahayı koşarak geçtim.

I ran across the field.

Tom koşarak geldi.

Tom came running.

Odadan koşarak çıktı.

He ran out of the room.

Koşarak odaya girdi.

She ran into the room.

Koşarak eve girdi.

He ran into the house.

Merdivenlerden koşarak indi.

He ran down the stairs.

Çocuk odaya koşarak geldi.

The boy came running into the room.

O, koşarak odaya geldi.

He came running into the room.

Tom koşarak tarlayı geçti.

Tom ran across the field.

Tom yolu koşarak geçti.

Tom ran across the road.

Onlar koşarak Tom'u geçti.

They ran past Tom.

John odasına koşarak geldi.

John came running into the room.

Tom sınıftan koşarak çıktı.

Tom ran out of the classroom.

Tom merdivenleri koşarak indi.

- Tom came racing down the stairs.
- Tom came running down the stairs.

Tom koşarak yanımdan geçti.

Tom ran past me.

O koşarak beni geçti.

He ran past me.

Ben koşarak onları geçtim.

I ran past them.

Koşarak kilo vermeye çalışın.

Try to lose weight by jogging.

Koşarak buraya geri geldin.

You ran back here.

O ona koşarak geldi.

She came running to him.

Sincaplar koşarak ağaca tırmandı.

The squirrels ran up the tree.

Tom koşarak odaya geldi.

Tom came running into the room.

Tom mutfaktan koşarak çıktı.

Tom ran out of the kitchen.

Bir aslandan koşarak kurtulmaya çalışmamalıyım

I should not try to outrun a lion...

Pochi koşarak bize doğru geldi.

Pochi came running toward us.

Köpek ona doğru koşarak geldi.

The dog came running to her.

Köpek koşarak bana doğru geldi.

The dog came running to me.

Köpek koşarak bize doğru geldi.

The dog came running to us.

İki çocuk odadan koşarak çıktılar.

Two boys came running out of the room.

Bir kedi caddeyi koşarak geçti.

A cat ran across the street.

Tom köye koşarak geri geldi.

Tom ran back to the village.

O, merdivenlerden aşağıya koşarak geldi.

He came rushing down the stairs.

Tom koşarak ormana geri geldi.

Tom ran back into the woods.

Tom koşarak oturma odasına geldi.

Tom came running into the living room.

Bir sıçan yolu koşarak geçti.

A rat ran across the road.

Her sabah koşarak formda kalıyorum.

I keep fit by jogging every morning.

Peşinde koşarak farklı şehirlere taşındığı gördüm.

chasing factory work only to find it was not available.

Virüs gelince nasılda koşarak kaçtılar öyle

How did they run and run when the virus came

Mayuko bizi karşılamak için koşarak geldi.

Mayuko came running to meet us.

Tom Judy'den bir mektupla koşarak geldi.

Tom came running with a letter from Judy.

Bir çocuk koşarak bana doğru geldi.

A boy came running toward me.

Hızlı koşarak kaybolan zamanı telafi etti.

He made up for lost time by running fast.

- Koşarak kaçalım.
- Tabanları yağlayalım.
- Uçarcasına kaçalım.

Let's run for it.

İki çocuk odadan dışarı koşarak geldi.

Two boys came running out of the room.

Tom caddenin karşısından koşarak geri geldi.

Tom ran back across the street.

Veya bunun gibi sahilde koşarak zaman geçirmişsinizdir

or you've spent time running on a beach like this one,

Koşabildiğim kadar hızlı koşarak, arkadaşımla arayı kapatabildim.

Running as fast as I could, I was able to catch up with my friend.

Genç adam onu karşılamak için koşarak geldi.

The young man came running to meet her.

Bir kız rüzgârda akan saçlarıyla koşarak geldi.

A girl came running, with her hair streaming in the wind.

- Basamakları koşarak çıktım.
- Merdivenleri koşar adım çıktım.

I ran up the steps.

Tom şemsiyesi olmadığı için koşarak arabasına gitti.

Tom ran to his car because he didn't have an umbrella.

Başka köpeklerle beraber etrafta beraber koşarak geçen zamanlar.

times spent running around with other dogs.

İnsanlar çığlık atarak yanan binadan koşarak dışarıya çıktı.

People came running out of the burning building, screaming.

İstasyona giden bütün yolu koşarak 8 trenini yakalayabildim.

I managed to catch the 8 o'clock train by running all the way to the station.

- Tom paldır küldür merdivenlerden indi.
- Tom merdivenlerden koşarak indi.

Tom charged down the stairs.

Hayatın geriye kalan kısmını ideallerimin peşinde koşarak geçirmek istiyorum.

I want to spend rest of the life pursuing my ideals.

Çocuklar yol boyunca farklı hayaletevlerden dehşet içinde koşarak geldiler.

Children came running in terror from the different spookhouses along the street.

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

These chicks grow so fast, they can already outrun the crocodile.

- O bir polis gördüğünde tabanları yağladı.
- O bir polis gördüğünde koşarak kaçtı.

He took to his heels when he saw a policeman.