Translation of "Sonradan" in English

0.013 sec.

Examples of using "Sonradan" in a sentence and their english translations:

Sonradan öğrendim ki,

What I came to learn

Sonradan nasıl hissettiniz?

How did you feel afterwards?

Sonradan kötü hissettim.

I felt bad afterwards.

O sonradan görmedir.

He's a posh toff.

İkramlar sonradan sunulacak.

Refreshments will be served afterwards.

Sami sonradan Müslüman oldu.

Sami was a convert to Islam.

sonradan sahip olduğumda onunla ilgilenmiyorum.

I didn't care about it.

Tom sonradan bundan pişman oldu.

Tom regretted it afterwards.

Okunuşu: ČARUAS * ama sonradan yok edildiler.

PRONOUNCE: ČARUAS* but they were soon exterminated.

Pekinlilerin yavaş yürüdüğünü sonradan fark ettim.

I later realized that Beijing people walk slowly.

sonradan buna İran Yeşil Hareketi adı verildi.

what came to be known as the Iranian Green Movement,

Genç bir adamken, sonradan ünlü olacağını bilmiyordu.

As a young man, he did not know that he was to become famous later on.

sonradan geleneksel Caz besteleri için de kullanmış.

them over traditional jazz standards.

Cümleleri sonradan değiştirmek için kalemin üzerine tıklayabilirsiniz.

You can click on the pen to change sentences afterwards.

O sınıfın öğretmeni sonradan Müslüman olmuş biri.

The teacher of that class was a Muslim convert.

Ama sonradan sohbette sürekli uzun çizgiler yollamaya başladı

but at some point he started spamming dashes in the chat,

Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?

Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?

- Tom yeni yetme zengin.
- Tom sonradan görme zengin.

Tom is new money.

- Edinilmiş bir zevk bu.
- Bu sonradan kazanılan bir zevk.

It's an acquired taste.

Önce bu biradan hoşlanmayabilirsin. Bu sonradan kazanılan bir tat.

You might not like this beer at first. It's an acquired taste.

Bu yüzden, Fransa Avrupa Tekil Marketine üye olduğunda sonradan adıyla

This is why, when France became a member of the European Single Market, what later would

Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.

Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.

O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti.

She was fine before lunch, but felt bad afterwards.

- Fadıl'ın ikincil düşünceleri vardı.
- Fadıl'ın sonradan akla gelen düşünceleri vardı.

Fadil had second thoughts.

- Tom bir dijital göçmen.
- Tom teknolojiye sonradan adapte olan biri.

Tom is a digital immigrant.

Kıdemli çalışanlar şirkete sonradan girenlerden genelde daha önce terfi alır.

Employees with seniority are usually promoted before those who joined the company earlier.

Bence benden daha fazla saklamayın sonradan öğrenince çok daha fazla kızıyorum.

For me, the more things you hide, the angrier I get when I learn about it afterward.

Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi.

He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

Did the error occur right from the start or later on? - When?

Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.

I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.

Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.

Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.

- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Arıza en başından beri mi vardı, yoksa bir süre sonra mı ortaya çıktı? - Ne zaman oldu?

Did the error occur right from the start or later on? - When?