Translation of "Seri" in English

0.008 sec.

Examples of using "Seri" in a sentence and their english translations:

Sürekli seri geliştirdiler

Continuously developed series

Seri üretime geçildi.

The mass production has started.

Seri üretilebilir de olmalıydı,

It also had to be mass-manufacturable,

Sen bir seri katilsin.

You're a serial killer.

Betty bir seri katil.

Betty is a serial killer.

Sorun devrenin seri olmasıdır.

The problem is that that circuit is in series.

Sami seri bir tacizciydi.

Sami was a serial molester.

Seri katil arzularının bir kölesiydi.

The serial killer was a slave to his desires.

Tom bir seri katil olabilir.

Tom might be a serial killer.

Sami seri bir cinsel katil.

Sami is a serial sexual murderer.

Dokunmayın şabanıma filmiyle seri devam ediyor

Don't touch my stencil with the movie continues

çok seri ve hızlı hareket ederler

they act very fast and fast

Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.

Mass production reduced the price of many goods.

Aşağıda verilen boşluğa seri numarasını kaydet.

Record the serial number in the space provided below.

Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.

A computer can calculate very rapidly.

Dan hapishane kaçağı bir seri katildi.

Dan was a serial killer on the loose.

Seri katillerle ilgili birkaç kitap okudum.

I've read several books about serial killers.

- Tom bir seri yakaladı.
- Tom şanslı gününde.

Tom is on a roll.

Her seri katil, bir zamanlar birinin bebeğiydi.

Every serial killer was somebody's baby once.

Tom, bir seri katil tarafından sessizce izleniyordu.

Tom was being stalked by a serial killer.

Ve bu bir seri eylem ve reaksiyonu tetikler.

and this triggered a series of actions and reactions.

Ve yine seri ve hızlı hareket ettiği için

and again because it moves fast and fast

Küresel ısınma yaklaşan seri katildir. Bizden her gün,

global warming is the serial killer that is approaching From us every day,

- Elimizden geldiğince hızlı çalışıyoruz.
- Mümkün olduğunca seri çalışıyoruz.

We're working as fast as we can.

Sami, Ferit'in bir seri katil olduğuna ikna olmuştu.

Sami was convinced that Farid was a serial killer.

Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.

Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.

Dan en az altı kişiyi katleden bir seri katildi.

Dan was a serial killer who had murdered at least six people.

Fadıl kesinlikle pişman olmadan bir seri katil haline geldi.

Fadil became a serial killer with absolutely no remorse.

Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

- Tom had no idea that Mary was a serial killer.
- Tom had no idea Mary was a serial killer.

Sami dünyadaki en vahşi ve en zalim seri katillerden biridir.

Sami is one of the meanest and most cruel serial killers in the world.

Hayır, Private Jackson, bu orduda biz listelenmemiş seri numaralarına izin vermeyiz.

No, Private Jackson, in this army we don't allow unlisted serial numbers.

Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.

Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.

Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.

He says when it comes to this scaly mega-killer you’ve got no idea how widespread it really is until you see for yourself.

- Bir bilgisayar çok seri şekilde hesaplayabilir.
- Bir bilgisayar çok hızlı bir şekilde işlem yapabilir.

A computer can calculate very rapidly.

Ne yazık ki, polis seri katil hakkında daha fazla bilgi bulmaya çalışmak için başka bir mağdur buluncaya kadar beklemek zorunda kaldı.

Unfortunately, the police had to wait until there was another victim to try to find more about the serial killer.