Translation of "Sarılmış" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sarılmış" in a sentence and their english translations:

Bu şiddet tarafından sarılmış ...

that has been wracked by this violence...

Tom ve Mary birbirlerinin boğazına sarılmış.

Tom and Mary are at each other's throats.

Tom kesinlikle hemen silahına sarılmış gibi görünüyor.

Tom certainly appears to have jumped the gun.

Adam, kollarında bir havluya sarılmış bir tavşan taşıyordu.

The man carried a rabbit wrapped in a towel in his arms.

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

Russia is a riddle wrapped in a mystery inside an enigma.

Basra Körfezinin girişinde, etrafı sarılmış stratejik bir bölgede bulunan Dubai'nin

Located in a strategic enclave at the mouth of the Persian Gulf, the growth process of

Ben yenilebilir pirinç kağıdı ve karamele sarılmış bir muz yedim.

I ate a banana wrapped in edible rice paper and caramel.

İç kısım bir çekirdeğin etrafına sarılmış ve bazen sıvı ile doldurulmuş bir lastik banttır,

The inside is a rubber band, wound around a core, and sometimes filled with liquid,