Translation of "Sandalyede" in English

Sandalyede oturabilirsin.

You may sit down on the chair.

O, sandalyede oturdu.

He sat in the chair.

Kedi sandalyede uyuyor.

The cat is sleeping on the chair.

Öğretmen sandalyede oturur.

The teacher sits on the chair.

O sandalyede oturuyor.

He is sitting on the chair.

Lütfen bu sandalyede oturun.

Please sit down on this chair.

Tom bir sandalyede oturuyor.

Tom is sitting on a chair.

Tom bir tekerlekli sandalyede.

Tom is in a wheelchair.

Kedi bir sandalyede uyuyor.

The cat is sleeping in a chair.

Tom sandalyede rahatına baktı.

Tom made himself comfortable in the chair.

Tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkûm.

He is condemned to live in a wheelchair.

Ben bu sandalyede rahatsızım.

I feel uncomfortable in this chair.

Sami bu sandalyede oturuyordu.

Sami was sitting in this chair.

Televizyon izlerken bir sandalyede oturuyordu.

She was sitting in a chair, watching TV.

Tom elektrikli sandalyede idam edildi.

Tom was electrocuted.

O sandalyede otururken beni dinledi.

Sitting on the chair, she listened to me.

Bir sandalyede oturup televizyon izliyordu.

She was sitting in a chair, and she was watching TV.

Bana o sandalyede oturmamam söylendi.

I was told not to sit in that chair.

Bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --

a noticeable panting as she was sitting up in a chair --

Başkan penceresine sırtını dönerek sandalyede oturuyordu.

The president was sitting in the chair with his back to the window.

Betty bacak bacak üstünde sandalyede oturuyordu.

Betty sat in the chair with her legs crossed.

Büyükbabam her zaman bu sandalyede oturur.

My grandfather always sits in this chair.

Ben çok küçük bir sandalyede oturuyorum.

I'm sitting on a very small chair.

Tom bir sandalyede otururken uykuya daldı.

Tom fell asleep sitting up in the chair.

Ben bu sandalyede otururken gerçekten rahat.

When I'm sitting in this chair, it's really comfortable.

Bütün gün sandalyede oturdu, geçmiş olayları düşündü.

She sat in the chair all day, thinking of past events.

Tom odanın köşesinde bir sandalyede hareketsiz oturdu.

Tom sat motionless on a chair in the corner of the room.

Rahat bir sandalyede otururken çalışmak daha kolaydır.

It is easier to study when you are sitting in a comfortable chair.

Tom odanın ortasındaki bir sandalyede hareketsiz oturdu.

Tom sat motionless on a chair in the center of the room.

Tekerlekli sandalyede seninle konuşmak isteyen bir kadın var.

There's a woman in a wheelchair wanting to talk to you.

Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor.

The umpire sits in a high chair at the side of the court.

Kedi sandalyede oturuyor ve mutfak masasında duran ete bakıyor.

The cat is sitting on the chair and looking at the meat that's lying on the kitchen table.