Translation of "öğrendi" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "öğrendi" in a sentence and their portuguese translations:

Onlar öğrendi.

Eles descobriram.

Sabırlı olmayı öğrendi.

Ele aprendeu a ser paciente.

O yüzmeyi öğrendi.

Ele aprendeu a nadar.

O sırrı öğrendi.

Ele descobriu o segredo.

Tom sırrımızı öğrendi.

Tom descobriu o nosso segredo.

O, yüzmeyi öğrendi.

Ele aprendeu a nadar.

Tom hatalarından öğrendi.

Tom aprendeu com os erros.

Polis nasıl öğrendi?

Como a polícia descobriu?

Skype'ta Berberice öğrendi.

Ele aprendeu a língua berbere por Skype.

- İrlanda'da araba sürmeyi öğrendi.
- O, İrlanda'da araba sürmeyi öğrendi.

Ele aprendeu a dirigir na Irlanda.

Tom sabırlı olmayı öğrendi.

Tom aprendeu a ser paciente.

Tom ne zaman öğrendi?

Quando Tom descobriu?

Tom yüzmeyi babasından öğrendi.

Tom aprendeu a nadar com o pai.

O, okulda Latince öğrendi.

Ele aprendeu latim na escola.

Tom okulda Fransızca öğrendi.

Tom aprendeu francês na escola.

O nerede İtalyanca öğrendi?

Onde ela aprendeu italiano?

Çabuk bir biçimde öğrendi.

Ele aprendeu rapidamente.

Sami işaret dilini öğrendi.

Sami aprendeu língua de sinais.

Sami, Arapça konuşmayı öğrendi.

Sami aprendeu a falar Árabe.

Tom lisede Fransızca öğrendi.

O Tom aprendeu francês no ensino médio.

Fakat algoritma bunu da öğrendi.

Mas o algoritmo também aprendeu isso.

Kısa sürede İngilizce konuşmayı öğrendi.

Logo aprendeu a falar inglês.

O inanılmaz hızla İngilizce öğrendi.

Ela aprendeu inglês incrivelmente rápido.

Tom Mary'nin ne yaptığını öğrendi.

Tom descobriu o que Maria fez.

Tom onu yapmayı nerede öğrendi?

Onde Tom aprendeu a fazer isso?

Tom ağabeyinden bisiklet sürmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a andar de bicicleta com seu irmão mais velho.

Tom kendi kendine Fransızca öğrendi.

Tom aprendeu francês por conta própria.

Tom beş yaşındayken dalmayı öğrendi.

Tom aprendeu a mergulhar quando tinha cinco anos.

Tom çok hızlı Fransızca öğrendi.

Tom aprendeu francês muito rápido.

Tom Mary'den çok şey öğrendi.

Tom aprendeu muito com Maria.

O hızlı bir şekilde öğrendi.

Ela aprendeu rapidamente.

Tom çok gençken yüzmeyi öğrendi.

- Tom aprendeu a nadar quando ele era muito jovem.
- Tom aprendeu a nadar quando era muito jovem.

Tom gitar çalmasını Avustralya'da öğrendi.

Tom aprendeu a tocar violão na Austrália.

Tom yeni bir kelime öğrendi.

Tom aprendeu uma palavra nova.

Ondan biraz hayata uyum sağlamayı öğrendi

ele aprendeu a se adaptar à vida um pouco dele

Fakat Google'ın algoritması bunu da öğrendi.

Mas o algoritmo do Google também aprendeu isso.

O, bisiklete binmeyi geçen yıl öğrendi.

Ela aprendeu a andar de bicicleta no ano passado.

Tom on yaşındayken bisiklete binmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a andar de bicicleta com dez anos.

Tom üç yaşındayken nasıl yüzüleceğini öğrendi.

Tom aprendeu a nadar quando tinha três anos.

Tom, onu nasıl yapacağını büyükbabasından öğrendi.

- Tom aprendeu a fazer isso com o seu avô.
- Tom aprendeu a fazer isso com o avô dele.

Tom öyle şarkı söylemeyi nerede öğrendi?

Onde o Tom aprendeu a cantar assim?

Sami okuma ve yazmayı hapishanede öğrendi.

Sami aprendeu a ler e escrever na prisão.

Tom üç yıl önce yüzmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a nadar há três anos.

- Tom on üç yaşındayken paten yapmayı öğrendi.
- Tom on üç yaşındayken paten kaymayı öğrendi.

Tom aprendeu a patinar quando tinha treze anos.

Tom sadece Mary'nin zaten evli olduğunu öğrendi.

Tom acabou de descobrir que Mary já é casada.

Tom iki yıl önce nasıl yüzeceğini öğrendi.

O Tom aprendeu a nadar dois anos atrás.

Tom John'un bir polis muhbiri olduğunu öğrendi.

Tom descobriu que João era um delator da polícia.

Tom on sekiz yaşındayken araba sürmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a dirigir com dezoito anos.

Tom on üç yaşındayken araba sürmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a dirigir aos treze anos.

O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?

- Como ela conseguiu saber tanto sobre peixes?
- Como conseguiu ela aprender tanto sobre peixes?

Tom kendi başına çalışarak mükemmel şekilde Fransızca öğrendi.

O Tom aprendeu francês perfeitamente estudando por conta própria.

Başkan ne biliyordu ve onu ne zaman öğrendi?

O que o presidente soube e quando?

Oliver, yeni kız arkadaşının yasadışı bir göçmen olduğunu öğrendi.

O Oliver descobriu que sua nova namorada é uma imigrante ilegal.

Bay Wang Almanca öğrendi çünkü o Almanya'da çalışmak istiyordu.

- O Sr. Wang aprendeu alemão porque queria trabalhar na Alemanha.
- O Senhor Wang aprendeu alemão porque ele queria trabalhar na Alemanha.

Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.

Tom aprendeu a aceitar o amor que seus padrastos lhe deram.

O, balık hakkında o kadar çok şeyi nasıl öğrendi?

Como ela veio a saber tanto sobre peixes?

İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.

Ele aprendeu inglês perfeitamente bem, deitado no sofá e bebendo cerveja.

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

Agora ele é como um biólogo marinho. Sabe tanto.

- Tom acaba nerede Fransızca öğrendi?
- Tom'un nerede Fransızca öğrendiğini merak ediyorum.

Onde será que Tom estudou francês?

Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

Aos seis anos de idade ele tinha aprendido a usar a máquina de escrever e disse ao professor que ele não precisava aprender a escrever a mão.

Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.

As constantes discussões de Tom irritam alguns de seus companheiros. No entanto, a maioria da classe já aprendeu a ignorá-lo.