Translation of "Sürgün" in English

Ben sürgün oldum.

I've been exiled.

Sürgün, evinin hasretini çekiyordu.

The exile yearned for his home.

Kendi ülkesinden sürgün edildi.

He was exiled from his own country.

O, ülkesinden sürgün edildi.

He was exiled from his country.

Tom henüz sürgün edilmedi.

- Tom hasn't been deported yet.
- Tom hasn't yet been deported.

- Ağaçlar filizleniyor.
- Ağaçlar sürgün veriyor.

The trees are in bud.

Okuldan sürgün edilmek için ne yaptın?

What did you do to get expelled from school?

Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.

Napoleon was banished to Elba in 1814.

Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

Neither Tom nor Mary has been deported.

O, vatana ihanet suçundan bir adaya sürgün edildi.

- He was banished to an island for high treason.
- He was exiled to an island for the crime of high treason.

Milattan önce 508 yılında , Atina hükümdarı Kleistenes bir tiran görünümünü önlemek için sürgün kurdu.

In 508BC, the ruler of Athens, Cleisthenes established ostracism to prevent the appearance of a tyrant.