Translation of "Sözlü" in English

0.005 sec.

Examples of using "Sözlü" in a sentence and their english translations:

Tom açık sözlü.

- Tom's sincere.
- Tom is frank.
- Tom is sincere.

Tom doğru sözlü.

Tom is truthful.

Tom çok açık sözlü.

- Tom is very straightforward.
- Tom is quite straightforward.

Bizim sözlü sınavımız vardı.

We had an oral exam.

Tom oldukça açık sözlü.

Tom is quite straightforward.

Tom açık sözlü değildi.

- Tom wasn't honest.
- Tom wasn't truthful.

Bu sözlü bir dil.

This is an oral language.

Leyla sözlü taciziyle tanınmıştı.

Layla was known for her verbal abuse.

Tom doğru sözlü olmalıydı.

- Tom should've been truthful.
- Tom should have been truthful.

Tom doğru sözlü olmalı.

Tom has to be truthful.

O, bir sözlü sınava girdi.

He took an oral examination.

O açık sözlü bir kişi.

She's an outspoken person.

Tom açık sözlü, değil mi?

Tom is outspoken, isn't he?

Tom son derece açık sözlü.

Tom is extremely outspoken.

"Sözlü güç" "hakaret" ile karıştırılmamalıdır.

"Verbal power" shouldn't be confused with "insult".

İletişimin yüzde sekseni sözlü değildir.

Eighty percent of communication is non-verbal.

Tom açık sözlü bir kişidir.

Tom is an outspoken person.

Şu çocuklar sözlü becerilerini sınırladı.

Those children have limited verbal skills.

Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.

Oral tradition has existed for hundreds of years.

Onun İngilizce sözlü sınavı vardı.

She had an oral examination in English.

Onun bir sözlü sınavı vardı.

He had an oral exam.

Tom'un sözlü tacizle başı belada.

Tom has trouble dealing with verbal abuse.

Tom muhtemelen doğru sözlü olmayacak.

Tom won't likely be truthful.

Tom muhtemelen doğru sözlü olacak.

- Tom is likely to be truthful.
- Tom will likely be truthful.

Tom çok doğru sözlü değildi.

Tom wasn't very truthful.

Yarın bir sözlü sınavım var.

Tomorrow I have an oral test.

Tom'un doğru sözlü olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom is being truthful.
- I don't think that Tom is being truthful.

O, oldukça açık sözlü bir kişidir.

He is an extremely frank person.

Tom oldukça açık sözlü, değil mi?

Tom is quite outspoken, isn't he?

Tom çok açık sözlü, değil mi?

Tom is very outspoken, isn't he?

Onlar sözlü olarak Tom'u taciz ettiler.

They verbally abused Tom.

Onlar beni sözlü olarak taciz ettiler.

They verbally abused me.

Onlar onu sözlü olarak taciz ettiler.

They verbally abused her.

Tom'un çok açık sözlü olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is too outspoken.
- I think that Tom is too outspoken.

Tom çok açık sözlü bir kişi.

- Tom is a very outspoken person.
- Tom is a very frank person.

Leyla çok açık sözlü bir kişiydi.

Layla was a very outspoken person.

Bu kadar açık sözlü olman gerekmiyor.

You don't need to be so explicit.

En önemlisi, Napolyon'un sözlü, bazen belirsiz emirlerini

Crucially, he had a gift for turning Napoleon’s  verbal, sometimes vague commandments into clear,  

Ben kendimi sözlü olarak iyi ifade edemiyorum.

I don't express myself well in words.

İnsanlara onları sevdiğimi yalnızca sözlü olarak dile getirmiyorum,

I don't just tell people that I love them,

Hadi hayal edelim ya da ben sizinle sözlü olarak paylaşayım

Let's just try to imagine or I can share it with you orally

Sözlü sınavında sana başarılar diliyorum! Sınavı yapan kişi Fransız mı?

I wish you success on your oral exam! Is the examiner French?

Nisan ayında, her zamanki gibi açık sözlü olan Ney, Napolyon'u pozisyonunun

In April, Ney - outspoken as ever - was among the first to confront Napoleon with the reality

Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.

However, only the human community has verbal languages as a means of communication.

Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi.

Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.

Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme.

Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.

- Tom gerçekten açık sözlü olmamı istiyor mu?
- Tom gerçekten dürüst olmamı istiyor mu?

Does Tom really want me to be frank?

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.