Translation of "Söyleyemezsin" in English

Denemediğimi söyleyemezsin.

You can't say I didn't try.

Onu söyleyemezsin.

You can't say that.

Asla söyleyemezsin.

You can never tell.

Kimseye söyleyemezsin.

You can't tell anybody.

Onları uyarmadığımızı söyleyemezsin.

You can't say we didn't warn them.

Hiçbir şey söyleyemezsin.

You can't say anything.

Bize gitmememizi söyleyemezsin.

You can't tell us not to go.

Onlara gitmemelerini söyleyemezsin.

You can't tell them not to go.

Bana gitmememi söyleyemezsin.

You can't tell me not to go.

Ona gitmemesini söyleyemezsin.

You can't tell him not to go.

Bana ne söyleyemezsin?

What can't you tell me?

Tom'a gitmemesini söyleyemezsin.

You can't tell Tom not to go.

Burada şarkı söyleyemezsin.

You can't sing here.

Bana ne yapacağımı söyleyemezsin.

You can't tell me what to do.

Tom'a yaptığımız şeyi söyleyemezsin.

You can't tell Tom about what we did.

Ne olduğunu Tom'a söyleyemezsin.

- You can't tell Tom what happened.
- You can't ever tell Tom what happened.

Tom'a ne yapacağını söyleyemezsin.

You can't tell Tom what to do.

Hey, onu bana söyleyemezsin.

Hey, you can't say that to me.

Ne olabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what might happen.

Sadece bize yalan söyleyemezsin.

You can't just lie to us.

Sadece onlara yalan söyleyemezsin.

You can't just lie to them.

Sadece bana yalan söyleyemezsin.

You can't just lie to me.

Sadece ona yalan söyleyemezsin.

- You can't just lie to him.
- You can't just lie to her.

Bize ne yapacağımızı söyleyemezsin.

You can't tell us what to do.

Onlara ne yapacağını söyleyemezsin.

You can't tell them what to do.

Ona ne yapacağını söyleyemezsin.

- You can't tell him what to do.
- You can't tell her what to do.

Bana hiçbir şey söyleyemezsin.

You can't tell me anything.

Ne olacağını asla söyleyemezsin.

- You never can tell what will happen.
- You never can tell what'll happen.

Sadece bir şey söyleyemezsin.

You can't just not say anything.

Bana ne yapacağımı söyleyemezsin!

You can't tell me what to do!

Çok iyi şarkı söyleyemezsin.

You can't sing very well.

Gelecekte ne olacağını asla söyleyemezsin.

You never can tell what'll happen in the future.

Sen sadece Tom'a yalan söyleyemezsin.

You can't just lie to Tom.

Sen neler olduğunu kimseye söyleyemezsin.

You can't tell anybody what's going on.

Ne olacağını bize asla söyleyemezsin.

You can never tell what will happen to us.

Bunu kimseye söyleyemezsin, tamam mı?

You can't tell anyone this, OK?

Bana onun hakkında nasıl söyleyemezsin?

How could you not tell me about that?

Gerçekten ne olduğunu Tom'a söyleyemezsin.

- You can't tell Tom what really happened.
- Don't tell Tom what really happened.

Sana söylediğimi hiç kimseye söyleyemezsin.

- You can't tell anybody what I just told you.
- You can't tell anyone what I just told you.

Gelecekte ne olacağını hiçbir zaman söyleyemezsin.

You never can tell what will happen in the future.

Bu konuda Tom'a bir şey söyleyemezsin.

You can't say anything about this to Tom.

O resimlerdekinin ben olduğunu söyleyemezsin bile.

You can't even tell it's me in those pictures.

Sen benim ülkemde bu sözü söyleyemezsin.

You can't say that word in my country!

Şartları öğrenene kadar bir şey söyleyemezsin.

You can't say anything till you know the circumstances.

O mağazada ne bulabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what you might find at that store.

Sen sadece onlara öyle yalan söyleyemezsin.

You can't just lie to them like that.

Düşüncenin hiç aklından geçmediğini bana söyleyemezsin.

You can't tell me the thought has never crossed your mind.

Bana onu yapmayı hiç düşünmediğini söyleyemezsin.

You can't tell me you've never thought of doing that.

Kimle konuşabileceğimi ya da konuşamayacağımı bana söyleyemezsin.

You can't tell me who I can or can't talk to.

Sana az önce söylediğimi asla kimseye söyleyemezsin.

You can never tell anyone what I just told you.

Bu toplantıların ne kadar süreceğini asla söyleyemezsin.

You can never tell how long these meetings will last.

Bazı insanların ne satın alabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what some people might buy.

Başka herkese yalan söyleyebilirsin ama kendine yalan söyleyemezsin.

You can lie to everyone else, but you can't lie to yourself.

Benim babam olduğunu nasıl olur da bana söyleyemezsin?

How could you not tell me that you're my father?

Sen ne tür bir iş bulabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what kind of job you might find.

Tom Mary ile karşılaşırsa neler olabileceğini asla söyleyemezsin.

You never can tell what might happen if Tom meets Mary.