Translation of "Söylemediğine" in English

Bana söylemediğine inanamıyorum.

I can't believe you didn't tell me.

- Tom'a söylemediğine memnunum. O, sürprizi mahvederdi.
- Tom'a söylemediğine sevindim. Sürpriz bozulurdu.

- I'm glad you didn't tell Tom. That would've ruined the surprise.
- I'm glad you didn't tell Tom. That would have ruined the surprise.

Onun asla yalan söylemediğine inanıyorum.

I believe that she has never told a lie.

Bir şey söylemediğine hâlâ inanamıyorum.

I still can't believe you didn't say anything.

Bunu yapmamamı asla söylemediğine eminim.

I'm sure you never told me not to do this.

Tom'un yalan söylemediğine gerçekten inanıyordum.

I actually believed Tom wasn't lying.

Tom Mary'ye gerçeği söylemediğine pişman oldu.

Tom regretted not telling Mary the truth.

Tom'un bize her şeyi söylemediğine ikna oldum.

I'm convinced that Tom isn't telling us everything.