Translation of "Patronunu" in English

Patronunu beğenmiyorum.

I don't like your boss.

Patronunu görmek istiyorum.

I want to see your boss.

Patronunu seviyor musun?

Do you like your boss?

Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.

- He made believe not to hear his boss.
- He pretended not to hear his boss.

Tom patronunu etkilemeye çalıştı.

Tom tried to impress his boss.

Sami patronunu öldürmek istiyordu.

Sami wanted to kill his boss.

- Patronunu bir baba gibi düşünüyor.
- O, patronunu bir baba olarak düşünür.

She thinks of her boss as a father.

O, patronunu dinlememe numarası yaptı.

He pretended not to hear his boss.

Her zaman patronunu şikâyet ediyor.

He is always complaining about his boss.

O içerideyse patronunu görmeye geldim.

I've come to see your boss if he's in.

Tom eski patronunu bir konferansta gördü.

Tom saw his former employer at a conference.

O, patronunu bir baba olarak görür.

- She thinks of her boss as a father.
- She sees her boss as a father.

Tom patronunu sevmediği için işini bıraktı.

Tom quit his job because he didn't like his boss.

O, patronunu öldürmeyi planladı ama yerine getiremedi.

He planned to murder his boss, but did not carry it out.

Tom, bugün gelemeyeceğini söylemek için patronunu aradı.

Tom rang his boss to tell him he wouldn't be coming in today.

O, Amerikaya gitmeden önce Tokyo'da patronunu görmek istiyordu.

He wanted to see his boss in Tokyo before leaving for America.

Bugün ofiste bulunmayacağını söylemek için gerçekten patronunu aramalıydın.

You really ought to have rung your boss to tell him you won't be in today.