Translation of "Olduklarına" in English

0.004 sec.

Examples of using "Olduklarına" in a sentence and their english translations:

Sahip olduklarına

For what you had.

Mutlu olduklarına şüphe yok.

They must be happy.

Onların haklı olduklarına eminim.

I'm sure they're right.

Masum olduklarına yemin ettiler.

- They swore that they were innocent.
- They swore they were innocent.

Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum.

I don't believe that ghosts exist.

Onların burada olduklarına çok memnunum.

I'm so glad they're here.

- Bir kısmının iyi insanlar olduklarına eminim.
- Onlardan birkaçının iyi insanlar olduklarına eminim.

I'm sure a few of them are good people.

Ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.

and against which they were powerless to fight.

Ayakkabıların ne kadar pahalı olduklarına şaşırdım.

I was surprised at how expensive the shoes were.

Hayatta olduklarına dair biraz ümit var.

There is little hope that they are alive.

Sana yardım edeceklerinden emin olduklarına git.

Go to those who you are sure will help you.

Tom ve John'un dede olduklarına inanamıyorum.

I can't believe that Tom and John are grandfathers.

Onların kötü insanlar olduklarına gerçekten inanıyorum.

- I truly believe they are bad people.
- I truly believe they're bad people.

Kazakistanlı Adil, Neandertallerin kızıl saçlı olduklarına inanıyor.

Adil the Kazakh believes that Neanderthals had red hair.

Çoğu insan onların ortalamanın üstünde olduklarına inanıyor.

Most people believe that they're above average.

Tom ile Mary'nin halen birlikte olduklarına inanamıyorum.

- I can't believe Tom and Mary are still together.
- I can't believe that Tom and Mary are still together.

Tom ve Mary'nin on yıldır birlikte olduklarına inanamıyorum.

I can't believe Tom and Mary have been together for ten years.

Satürn üzerindeki beyaz lekelerin, güçlü fırtınalar olduklarına inanılır.

The white spots on Saturn are believed to be powerful storms.

Balinaların kendilerine ait bir dile sahip olduklarına inanılmaktadır.

It is believed that whales have their own language.

Tom o küçük köydeki insanların yamyam olduklarına inanıyor.

- Tom believed that the people in that small village were cannibals.
- Tom believed the people in that small village were cannibals.

- Burada olduklarına emin misiniz?
- Burada olduklarından emin misin?

Are you sure they are here?

- Hayaletlerin var olduklarına inanıyor musunuz?
- Sizce hayaletler var mıdır?

Do you believe there are ghosts?

Korsanların orijinal Pastörenler olduğuna ve barışçıl kâşif olduklarına inanıyoruz.

We believe that Pirates were the original Pastafarians and that they were peaceful explorers.

Tom ve Mary ikisi de masum olduklarına yemin ediyor.

Tom and Mary both swear they're innocent.

Tom ve Mary'nin karı koca olduklarına dair bir fikrim yoktu.

- I had no idea that Tom and Mary were husband and wife.
- I had no idea Tom and Mary were husband and wife.

Tom John ve Mary'nin koca ve karı olduklarına ikna olmadı.

Tom was never convinced that John and Mary were husband and wife.

Birçok kişi, Tom ve Mary'nin birbirlerine gizlice aşık olduklarına inanıyor.

Many people believe that Tom and Mary are secretly in love with each other.

- İnsanların temelde iyi olduklarına inanıyorum.
- İnsanların temelde iyi olduğuna inanırım.

I believe men are basically good.

En iyi şekilde planlanıyor ve bazıları şekil olarak modern olduklarına inanıyor,

Emirates are planned in the best way, and some believe that they are modern in shape,

Bazı Batılılar ruhlarının var olduğuna ve sonsuz yaşama sahip olduklarına artık inanmıyorlar.

Some Westerners no longer believe that their soul exists and that they have eternal life.

Her zaman tıp öğrencilerinin çalışkan ve çok meşgul kişiler olduklarına inanırdım. Seninle tanışana kadar.

I always thought medical students were very busy and hard-working people. Then I met you.