Translation of "Olabilen" in English

0.003 sec.

Examples of using "Olabilen" in a sentence and their english translations:

Sessiz olabilen bir bayan eş Tanrının bir armağanıdır.

A wife who can be quiet is a gift of God.

Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.

Düşüklerin en sık görülen belirtisi, ağrılı ya da ağrısız olabilen vajinal kanamadır.

The most common symptom of miscarriage is vaginal bleeding, which may occur with or without pain.

Fulyalar, yüksek miktarlarda yutulduğu zaman öldürücü bile olabilen zehirli bir alkali madde içerir.

Daffodils contain a toxic alkaloid that may even be lethal when ingested in high quantities.