Translation of "Mary'yle" in English

0.010 sec.

Examples of using "Mary'yle" in a sentence and their english translations:

- Seni Mary'yle gördüm.
- Sizi Mary'yle gördüm.

I saw you with Mary.

Tom, Mary'yle çıkıyordu.

Tom was flirting with Mary.

Mary'yle yaşlanmak istiyorum.

I want to grow old with Mary.

Tom, Mary'yle görüşüyor.

Tom is conferring with Mary.

Tom, Mary'yle telefonda.

Tom is on the phone with Mary.

Tom, Mary'yle çıkıyor.

Tom is flirting with Mary.

Tom, Mary'yle tartıştı.

Tom argued with Mary.

Mary'yle dışarı çıktım.

I went out with Mary.

Tom, Mary'yle bakıştı.

Tom exchanged glances with Mary.

Tom, Mary'yle konuşacak.

Tom will talk to Mary.

Tom, Mary'yle konuşuyor.

- Tom has been talking to Mary.
- Tom is speaking to Mary.

Tom, Mary'yle buluştu.

Tom met with Mary.

Tom, Mary'yle ilgilenir.

Tom takes care of Mary.

Tom, Mary'yle çalışıyor.

Tom is working with Mary.

Onu Mary'yle gördüm.

I saw him with Mary.

Tom, Mary'yle yürüdü.

Tom walked with Mary.

O Mary'yle tanıştı.

He met Mary.

Tom, Mary'yle konuşuyordu.

Tom was speaking to Mary.

- Tom, Mary'yle okulda tanıştı.
- Tom okulda Mary'yle buluştu.

Tom met Mary at school.

Mary'yle dans etmeyi severim.

I like to dance with Mary.

Tom'un Mary'yle buluşacağını düşündüm.

- I thought Tom would meet Mary.
- I thought that Tom would meet Mary.

Tom'un Mary'yle olduğunu düşündüm.

- I thought Tom was with Mary.
- I thought that Tom was with Mary.

Mary'yle dans etmek istiyorum.

I want to dance with Mary.

Tom, Mary'yle konuşmanı istiyorum.

Tom, I want you to speak to Mary.

Tom'u Mary'yle parkta gördüm.

I saw Tom with Mary in the park.

Tom, Mary'yle kavga etti.

Tom quarreled with Mary.

Tom'un Mary'yle tartıştığını duydum.

I heard Tom arguing with Mary.

Tom, Mary'yle konuşmak istedi.

Tom wanted Mary to speak.

Mary'yle birlikte Boston'a gittiler.

They went to Boston with Mary.

Tom, Mary'yle evlenmeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't get married to Mary.

Tom, Mary'yle konuşmaktan korkuyordu.

Tom was afraid to talk to Mary.

Tom, Mary'yle Fransızca konuştu.

- Tom spoke to Mary in French.
- Tom talked to Mary in French.
- Tom spoke with Mary in French.

Tom, Mary'yle sohbet ediyor.

Tom is chatting with Mary.

Ben hala Mary'yle evliyim.

I'm still married to Mary.

Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.

Tom didn't want to be seen with Mary.

Tom, Mary'yle koltukları değiştiler.

- Tom changed places with Mary.
- Tom exchanged seats with Mary.

Tom'u Mary'yle konuşurken gördük.

We saw Tom talking to Mary.

Tom sessizce Mary'yle konuştu.

Tom talked to Mary quietly.

Tom şimdi Mary'yle konuşuyor.

Tom is talking to Mary now.

Tom hala Mary'yle konuşuyor.

Tom is still talking to Mary.

Mary'yle konuşan çocuk Tom'dur.

The boy talking with Mary is Tom.

Tom, Mary'yle alışverişe gitti.

Tom went to shop with Mary.

Tom tatlısını Mary'yle paylaştı.

Tom shared his dessert with Mary.

Tom, Mary'yle bardakları tokuşturdu.

Tom clinked his glass with Mary's.

Tom ofisinde Mary'yle birlikte.

Tom is in his office with Mary.

Tom, Mary'yle buluşuyor olacak.

Tom will be meeting with Mary.

Tom yemeğini Mary'yle paylaştı.

Tom shared his food with Mary.

Tom, Mary'yle dalga geçiyordu.

Tom was making fun of Mary.

Tom asla Mary'yle konuşmaz.

- Tom never speaks to Mary.
- Tom never talks to Mary.

Tom kapıda Mary'yle karşılaştı.

Tom met Mary at the door.

Tom, Mary'yle seks yaptı.

Tom has sex with Mary.

Tom dün Mary'yle görüştü.

Tom talked with Mary yesterday.

Tom dün Mary'yle konuştu.

Tom talked to Mary yesterday.

Tom, Mary'yle konuşmaya gitti.

Tom went over to talk to Mary.

Tom, Mary'yle konuşacağını söyledi.

- Tom said he was going to talk to Mary.
- Tom said that he was going to talk to Mary.

Tom, Mary'yle asla konuşmadı.

Tom never spoke to Mary.

Tom'a Mary'yle çıkmamasını söyledim.

I told Tom not to date Mary.

Tom'a Mary'yle konuşmamasını söyle.

Tell Tom not to talk to Mary.

Tom, Mary'yle tanışmak istedi.

Tom wanted to meet with Mary.

Tom, Boston'da Mary'yle karşılaştı.

Tom met Mary in Boston.

Tom Mary'yle birlikte değil.

Tom isn't with Mary.

Tom, Mary'yle kavga ediyor.

Tom is having a fight with Mary.

- Boston'da kalırken Tom, Mary'yle karşılaştı.
- Boston'da kalırken Tom, Mary'yle tanıştı.

Tom met Mary while he was staying in Boston.

- Tom, Mary'yle konuşmak için fazla utangaçtı.
- Tom, Mary'yle konuşamayacak kadar utangaçtı.

Tom was too shy to talk to Mary.

Tom, Mary'yle sorun hakkında konuştu.

Tom spoke about the problem with Mary.

Tom, Memphis'te Mary'yle birlikte yaşıyor.

Tom lives with Mary in Memphis.

Seni Mary'yle flört ederken gördüm.

I saw you flirting with Mary.

Tom, Mary'yle hiç tenis oynamadı.

- Tom has never played tennis with Mary.
- Tom hasn't ever played tennis with Mary.

Mary'yle üç yıl flört ettim.

I dated Mary for three years.

Tom, Almanya'da tatildeyken Mary'yle tanıştı.

Tom met Mary while on holiday in Germany.

Tom, Mary'yle birlikte bardan ayrıldı.

Tom left the bar with Mary.

Mary'yle çıktığın doğru mu, Tom?

- Tom, is it true you're dating Mary?
- Tom, is it true that you're dating Mary?

Tom o konuda Mary'yle konuşuyor.

Tom has been talking to Mary about that.

Tom, Mary'yle dalga geçmeye başladı.

Tom started making fun of Mary.

Tom'un Mary'yle konuşmuyor olduğu açıktır.

- It's obvious that Tom isn't talking to Mary.
- It's obvious Tom isn't talking to Mary.

Tom arkasından Mary'yle dalga geçti.

Tom made fun of Mary behind her back.

Mary'yle bir kere dışarı çıktım.

I went out with Mary once.

- Mary ile çıkmıyorum.
- Mary'yle çıkmıyorum.

I'm not dating Mary.

Tom, Mary'yle arkadaş olmaya çalıştı.

Tom tried to make friends with Mary.

Tom şimdi Mary'yle konuşmak istemiyor.

Tom doesn't want to talk to Mary right now.

Tom önümüzdeki hafta Mary'yle evlenecek.

Tom will get married to Mary next week.

Tom, Mary'yle tekrar konuşmak istedi.

Tom wanted to talk to Mary again.

Tom, Mary'yle konuşmak için durdu.

Tom stopped to speak to Mary.

Tom, Mary'yle plaja gitmek istedi.

Tom wanted to go to the beach with Mary.

Tom, Mary'yle ilgili hiç konuşmazdı.

Tom never talked about Mary.

Tom, Mary'yle 1972 yılında tanıştı.

Tom met Mary in 1972.

Tom, Mary'yle yaşamak için geldi.

Tom came to live with Mary.

Tom'un Mary'yle yakın ilişkisi vardı.

Tom was intimate with Mary.

Tom, Mary'yle buluşmaya devam etti.

Tom continued to date Mary.

Tom Mary'yle akşam yemeği yedi.

Tom had dinner with Mary.

Tom okula giderken Mary'yle karşılaştı.

Tom came across Mary on his way to school.

Tom, Mary'yle aynı şeyi yaptı.

Tom did the same thing that Mary did.

Tom, Mary'yle otel lobisinde buluştu.

Tom met Mary in the hotel lobby.

Tom, Mary'yle o sorunu tartıştı.

Tom discussed that problem with Mary.

Tom, Mary'yle flört etmeye başladı.

Tom has started dating Mary.