Examples of using "Lâkin" in a sentence and their english translations:
Lâkin hepsi önlenebilirdi.
In fact, they're all avoidable.
Lâkin, renk katalogda göründüğünden farklıydı.
However, the color was different from the sample color in your catalog.
- O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca. - O, Birleşik Devletler'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca. - O, ABD'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca. - O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü ama onun ana dili Japonca. - O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü lâkin onun ana dili Japonca. - O, Amerika'da büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
He was raised in the States, but his mother tongue is Japanese.