Translation of "Kuyruk" in English

Yani kuyruk

so tail

Kuyruk çok yavaş ilerliyor.

The line is moving very slowly.

Kuyruk köşeye kadar uzanıyordu.

The line stretched around the corner.

Bilet gişesinde bir kuyruk var.

There is a line at the ticket office.

Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.

The tail at the rear of the plane provides stability.

Restoranın dışında bir kuyruk var.

There's a line outside the restaurant.

Kulübün dışında bir kuyruk var.

There's a line outside the club.

- Dükkanın önünde uzun bir kuyruk oluştu.
- Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.

A long queue had formed in front of the shop.

Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu.

There was not a long queue at the bus stop.

Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.

Your car has a broken taillight.

Kulübün dışındaki kuyruk köşeye kadar uzanıyordu.

The line outside the club stretched around the corner.

O, düştü ve kuyruk sokumu kemiğini incitti.

He fell and hurt his tailbone.

Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.

The male peacock has colorful tail feathers.

Köpek, balık, kemik, kuyruk ve hepsini yer.

The dog eats the fish, the bone, the tail, and all.

- Sıra çok yavaş ilerliyor.
- Kuyruk çok yavaş ilerliyor.

The line is moving very slowly.

Uzun bir kuyruk, bu yüzden bir numara almalısın.

It's a long queue so you must take a number.