Translation of "Restoranın" in English

Bu restoranın hissedarıyım.

I'm part owner of this restaurant.

Restoranın adı ne?

What is the name of the restaurant?

Gözde restoranın nedir?

What's your favorite restaurant?

Tom restoranın önünde bekliyor.

Tom is waiting in front of the restaurant.

Restoranın servisinden memnun değilim.

I'm not satisfied with the restaurant's service.

O restoranın adı neydi?

What was the name of that restaurant?

Ben bu restoranın sahibiyim.

I'm the owner of this restaurant.

Bu restoranın pilavı var.

- This restaurant has pilaf.
- This restaurant has pulao.

Bu restoranın adı nedir?

What is the name of this restaurant?

O restoranın adı nedir?

- What's that restaurant's name?
- What's the name of that restaurant?

O restoranın adı ne?

What's that restaurant's name?

Favori yerel restoranın nedir?

What's your favorite local restaurant?

Tom bu restoranın sahibi.

Tom is the owner of this restaurant.

Tom restoranın dışında arabasında oturuyordu.

Tom was sitting in his car outside the restaurant.

Tom restoranın dışında Mary'yi bekliyordu.

Tom was waiting for Mary outside the restaurant.

Tom küçük bir restoranın yöneticisidir.

Tom is the manager of a small restaurant.

Bu restoranın pilavı var mı?

- Does this restaurant have pilaf?
- Does this restaurant have pulao?

Bu restoranın pulaosu olabilir mi?

- Might this restaurant have pilaf?
- Might this restaurant have pulao?

O restoranın yemeklerini beğendin mi?

How did you like the food at that restaurant?

Restoranın aynasına yansımış denizi gördük.

We saw the sea reflected in the mirror of the restaurant.

Restoranın dışında bir kuyruk var.

There's a line outside the restaurant.

Tom restoranın dışında Mary'yi bekliyor.

Tom is waiting for Mary outside the restaurant.

Tom'un çalıştığı restoranın ismi nedir?

What's the name of the restaurant where Tom works?

O restoranın güzel bir atmosferi var.

That restaurant has a very nice atmosphere.

O, 42.caddede bir restoranın önünde.

It's in front of a restaurant on 42nd street.

Tom restoranın önündeki masaların birinde oturuyor.

Tom is sitting at one of the tables in front of the restaurant.

Bu restoranın pilavı var, değil mi?

- This restaurant has pilaf, right?
- This restaurant has pulao, right?

Sigara içmek, restoranın her bölümünde yasaktır.

Smoking is prohibited in every section of the restaurant.

Tom sahip olduğu restoranın önünde vuruldu.

Tom was gunned down in front of the restaurant that he owned.

Dan restoranın üstünde bir daire kiraladı.

Dan rented an apartment above a restaurant.

Tom restoranın arkasındaki sokakta ölü bulundu.

Tom was found dead in the alley behind the restaurant.

Peki bu restoranın pilavı var mı?

- So does this restaurant have pilaf?
- So does this restaurant have pulao?

Bu restoranın girişinde hiç güvenlik yok.

There is no security at the entrance of this restaurant at all.

Bu restoranın pulaosu var, değil mi?

- This restaurant has pilaf, right?
- This restaurant has pulao, right?

Boston'da favori bir restoranın var mı?

Do you have a favorite restaurant in Boston?

Lütfen bana restoranın nerede olduğunu söyler misiniz?

Can you please tell me where the restaurant is?

Tom ve Mary restoranın arkasındaki masalardan birinde.

Tom and Mary are at one of the tables in the back of the restaurant.

Bu restoranın pilavı olup olmadığını merak ediyorum.

- I wonder if this restaurant has pilaf.
- I wonder if this restaurant has pulao.

Tom sahip olduğu restoranın önünde vurularak öldürüldü.

Tom was shot and killed in front of the restaurant he owned.

Bu restoranın pulaosu olup olmadığını merak ediyorum.

- I wonder if this restaurant has pilaf.
- I wonder if this restaurant has pulao.

Gitmek için restoranın en sevdiğiniz türü nedir?

What's your favorite type of restaurant to go to?

Aslına bakarsanız bu restoranın sahibi benim bir arkadaşım.

As a matter of fact, the owner of this restaurant is a friend of mine.

O restoranın yemekleri o kadar da iyi değildi.

The food at that restaurant wasn't all that great.

Sigara içme yasağı bildirimi dün restoranın dışında yayınlandı.

Notification of the smoking ban was posted outside the restaurant yesterday.

Doğruyu söylemek gerekirse bu restoranın sahibi benim bir arkadaşım.

As a matter of fact, the owner of this restaurant is a friend of mine.

- Bu restoranın atmosferini seviyorum.
- Bu lokantadaki ortam hoşuma gidiyor.

I like the atmosphere of this restaurant.

Tom ücretsiz ekmeği yedi ve sonra restoranın dışına yürüdü.

Tom ate the free bread and then walked out of the restaurant.

Daha sonra orada ünlü bir restoranın işletmeciğini yaptı bir süre

he then ran a famous restaurant there for a while

Tom geçen gün yeni bir restoranda yemek yedi ama o, restoranın ismini hatırlamıyor.

Tom ate at a new restaurant the other day, but he doesn't remember the restaurant's name.

Tom restoranın sunduğu en pahalı yemeklerden birini yerken özel bir masada tek başına oturuyordu.

Tom was sitting alone at a private table eating the most expensive meal that the restaurant served.