Translation of "Konuşmuyorlar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Konuşmuyorlar" in a sentence and their english translations:

Onlar konuşmuyorlar.

- They're not talking.
- They are not talking.

Çince konuşmuyorlar mıydı?

Weren't they speaking Chinese?

Yirmi yıldır konuşmuyorlar.

They haven't spoken in twenty years.

Onlar neden benimle konuşmuyorlar?

Why don't they talk to me?

Onlar niçin benimle konuşmuyorlar?

Why don't they talk to me?

Tom ve Mary konuşmuyorlar.

Tom and Mary aren't talking.

Tom ve Mary birbirleriyle konuşmuyorlar.

- Tom and Mary aren't talking to each other.
- Tom and Mary are not talking to one another.

Tom ve Mary artık birbirleriyle konuşmuyorlar.

- Tom and Mary aren't talking to each other anymore.
- Tom and Mary don't talk to each other anymore.

- Onlar Fransızca konuşmuyorlar.
- Onlar Fransızca konuşmaz.

They don't speak French.

Dün gece neler olduğunu bilmiyorum, ama bu sabah birbirleriyle konuşmuyorlar.

I don't know what went on last night, but they're not speaking to each other this morning.

- Tom ve Mary birbirleriyle konuşmuyorlar.
- Tom ve Mary birbiriyle konuşmaz.

- Tom and Mary aren't speaking to each other.
- Tom and Mary don't talk to each other.

Tom ve Mary senin hakkında konuşmuyorlar. Onlar başka biri hakkında konuşuyorlar.

Tom and Mary aren't talking about you. They're talking about someone else.

- Tom ve Mary birbirleriyle Fransızca konuşmuyorlar.
- Tom ve Mary birbirleriyle Fransızca konuşmazlar.

Tom and Mary don't speak French to each other.