Translation of "Koşarken" in English

Koşarken yaralandım.

I got hurt while running.

Koşarken düştüm.

I fell when I was running.

Fare labirentte koşarken,

And as the rat was running around the maze,

Koşarken müzik dinlerim.

I listen to music while I'm jogging.

Ben koşarken tökezlerim.

While I run, I stumble.

- Atlar, koşarken toz yapar.
- Atlar koşarken toz kaldırır.

The horses make dust as they run.

Koşarken nefes nefese kalıyordu.

He was gasping for breath as he ran.

Koşarken sağanak yağmura yakalandım.

I was caught in a shower while I was jogging.

Bazı koşucular koşarken su içerler.

Some runners drink water as they are running.

O onu kalabalığın arasında koşarken gördü.

She glimpsed him running through the crowd.

Ben köpeği parkta hızla koşarken gördüm.

I saw the dog running quickly in the park.

- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.

I saw him running.

Tom koşarken düştü ve kolunu kırdı.

Tom fell over jogging and broke his arm.

Sabahları Tom'u evimin önünden koşarken görürdüm.

I used to see Tom jogging past my house in the morning.

Bu sabah koşarken Tom'un ne dinlediğini düşünüyorsun?

What do you think Tom was listening to while jogging this morning?

Yani çeşmeye koşarken benimle birlikte koşabilecek insanları aradım.

I was looking for people who could run with me to the fountain.