Translation of "Kalıyordu" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kalıyordu" in a sentence and their english translations:

Tom otelde kalıyordu.

Tom stayed in the hotel.

Tom bizimle kalıyordu.

Tom has been staying with us.

Koşarken nefes nefese kalıyordu.

He was gasping for breath as he ran.

Orada başka kim kalıyordu?

Who else was staying there?

Fadıl üst katta kalıyordu.

Fadil stayed upstairs.

Tom sınıfın gerisinde kalıyordu.

Tom couldn't keep up with his class.

Sami, Leyla ile kalıyordu.

Sami was staying with Layla.

- Leyla yandaki bir otelde kalıyordu.
- Leyla bitişikteki bir otelde kalıyordu.

Layla was staying at a hotel next door.

Onun amcası Londra'da mı kalıyordu?

Was her uncle staying in London?

O her zaman geç kalıyordu.

He was always late.

Tom okulda zorbalığa maruz kalıyordu.

Tom was being bullied at school.

Sami bir apartman dairesinde kalıyordu.

Sami was staying at a condo.

George adında bir adam bir otelde kalıyordu.

A man named George was staying at a hotel.

Az daha bir damperli kamyonun altında kalıyordu.

He was almost run over by a dump truck.

Sami, Leyla Bekir adında bir kadınla birlikte otelde kalıyordu.

Sami was staying at the hotel with a woman by the name of Layla Bakir.

Bize fazla uzak olmayan küçük bir evde kira vermeden kalıyordu.

She was living rent-free in a small house not too far from us.

Sovyetler zamanında Baptistler tutuklanmamak için ormanda gece vakti vaftiz olmaya mecbur kalıyordu.

During Soviet times, Baptists resorted to being baptized at night in the forest to avoid being arrested.

- Hem Tom hem de Mary sessiz kalıyordu.
- Hem Tom hem de Mary sessiz kaldı.

- Both Tom and Mary kept quiet.
- Tom and Mary both kept quiet.