Translation of "Kelimeyle" in English

Tek kelimeyle, gülünç.

In a word, it's ridiculous.

100 kelimeyle İngilizce konuşamazsın.

You can't speak English with 100 words.

Tek kelimeyle harika görünüyor.

It looks just perfect.

Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.

This is simply amazing.

Bu birkaç kelimeyle söylenebilir.

It can be told in a few words.

Bir kelimeyle, o suçlu.

In a word, she is guilty.

Tom tek kelimeyle farklı.

Tom is just different.

Tom tek kelimeyle şanslıydı.

Tom was just lucky.

Tom tek kelimeyle şanslı.

Tom is just lucky.

Tek kelimeyle, O işe yaramaz.

In a word, she isn't any use.

Tek kelimeyle bir korkaktır o.

In a word, he is a coward.

Tek kelimeyle, o bir korkaktır.

In one word: he's a coward.

Tek kelimeyle: o bir korkaktır.

In one word: she's a coward.

Tom tek kelimeyle iyi yönetiyor.

Tom has been managing just fine.

Bana o kelimeyle bir ifade söyle.

- Give me a phrase with that word.
- Tell me a phrase with that word.

Bence tek kelimeyle o bir idiot.

In a word, I think he is an idiot.

Bence öğrencilerim tek kelimeyle en iyileri.

I think my students are simply the best.

Bu uygulama, tek kelimeyle, pilini tüketiyor.

This application just eats up your battery.

Tom ve Mary tek kelimeyle farklı.

Tom and Mary are just different.

O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.

The education in that institute is simply pathetic.

O,tek kelimeyle, bir gazetede okuduğum bir şeydi.

It was just something I read in a newspaper.

Tutumunu tek kelimeyle özetleyecek olsaydım, bu küstahlık olurdu.

If I had to sum up your attitude in one word, it would be arrogance.

Yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

cutting calves out of mother’s stomach to get the tiny little bit of horn that’s there, like it's just horrific.