Translation of "Karizmatik" in English

0.003 sec.

Examples of using "Karizmatik" in a sentence and their english translations:

Tom karizmatik değil.

Tom isn't charismatic.

Tom çok karizmatik.

Tom is very charismatic.

Tom oldukça karizmatik.

Tom is quite charismatic.

Tom yakışıklı ve karizmatik.

Tom is handsome and charismatic.

Karizmatik olmak umurumda değil.

I don't care about being cool.

Tom çok karizmatik değil.

Tom isn't very charismatic.

Tom karizmatik, değil mi?

Tom is charismatic, isn't he?

Tom karizmatik bir lider değildir.

Tom isn't a charismatic leader.

Sen karizmatik bir adama benziyorsun.

You seem like a cool guy.

Tom çok karizmatik bir adam.

Tom is a very charismatic man.

O karizmatik bir lider değil.

He's not a charismatic leader.

Tom karizmatik olduğumu düşündüğünü söyledi.

- Tom said he thought I was charismatic.
- Tom said that he thought I was charismatic.
- Tom said that he thought that I was charismatic.
- Tom said he thought that I was charismatic.

Herkes çok karizmatik olduğunuzu söylüyor.

Everybody says you're very charismatic.

Tom esprili ve karizmatik biri.

Tom is funny and charming.

Tom, Mary'nin göründüğü kadar karizmatik görünmüyordu.

Tom didn't seem to be as charismatic as Mary seemed to be.

Doğrusu, en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade

In fact, the best leaders are humble rather than charismatic,

Beni karizmatik bir adam olarak düşünüyor musun?

Do you think of me as a cool guy?

- Deden çok hoş biri.
- Deden çok karizmatik.

Your grandfather is very charismatic.

Karizmatik bir adama benziyorsun. Arkadaş olabilir miyiz?

You seem like a cool guy. Can we be friends?

Enerjik ve karizmatik, yoldaşları tarafından hemen subay seçildi.

Energetic and charismatic, he was immediately  elected to be an officer by his comrades.

Maduro'nun aksine, Chavez karizmatik ve sevilen bir liderdi

See, unlike Maduro, Chavez was a charismatic and beloved leader.

İkinci şiirde ise daha nazik ve daha karizmatik olarak gösterir.

Whereas in the second poem, it paints him as more diplomatic and more charismatic.

Mary karizmatik bir sanatçıdır ve seyircisini nasıl cezbedeceğini gerçekten biliyor.

Mary is a charismatic performer, and really knows how to captivate her audience.