Translation of "Kardeşimle" in English

0.016 sec.

Examples of using "Kardeşimle" in a sentence and their english translations:

Kardeşimle yiyorum.

I am eating with my bro.

Kız kardeşimle tartıştım.

I had a quarrel with my sister.

John kardeşimle yaşıt.

John is as old as my brother.

Erkek kardeşimle çıkıyor.

She's dating my brother.

Kız kardeşimle çıkıyor.

He's dating my sister.

Erkek kardeşimle sinemadaydım.

I was at the movies with my brother.

Kız kardeşimle görüştüm.

I consulted with my sister.

- Kız kardeşimle oyun oynuyorum.
- Kız kardeşimle bir oyun oynuyorum.

I play a game with my sister.

- George kız kardeşimle evlendi.
- George benim kız kardeşimle evlendi.

George married my sister.

- O benim kız kardeşimle evlendi.
- O kız kardeşimle evlendi.

She married my sister.

Kız kardeşimle parkta oynardım.

I used to play with my sister in the park.

O, kız kardeşimle nişanlı.

- He is engaged to my younger sister.
- He is engaged to my sister.

Küçük kardeşimle birlikte yedim.

I ate with my baby brother.

Erkek kardeşimle tenis oynadım.

I played tennis with my brother.

Erkek kardeşimle oyun oynadım.

I played with my brother.

Erkek kardeşimle oynamak istiyorum.

- I would play tricks on my brother.
- I'd play tricks on my brother.

Erkek kardeşimle iyi geçinirim.

I am on good terms with my brother.

Ben kız kardeşimle konuşuyorum.

- I am talking to my sister.
- I'm talking to my sister.

Kız kardeşimle tanıştın mı?

Have you met my sister?

Tom kız kardeşimle evli.

Tom is married to my sister.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

I went to the cinema with my brother.

Kız kardeşimle oyun oynuyorum.

- I am playing a game with my sister.
- I play a game with my sister.
- I'm playing a game with my sister.

Erkek kardeşimle yürüyüşe çıkıyordum.

I was taking a walk with my brother.

Kız kardeşimle tanışmanı istiyorum.

I'd like you to meet my sister.

Erkek kardeşimle gurur duyuyorum.

I'm proud of my brother.

Kız kardeşimle öyle konuşma.

Don't talk to my sister like that.

Beni erkek kardeşimle karıştırdı.

- She took me for my brother.
- She mistook my brother for me.

Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.

- I am often confused with my brother.
- I'm often mistaken for my brother.
- I'm often confused with my brother.

Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

I share the room with my sister.

O erkek kardeşimle evlendi.

- She married my brother.
- He married my brother.

George erkek kardeşimle evlendi.

George married my brother.

Erkek kardeşimle tanışmanı istiyorum.

I'd like you to meet my brother.

- Erkek kardeşimle tartışmamam gerektiğini biliyorum.
- Erkek kardeşimle tartışmayacak kadar akıllıyım.

I know better than to quarrel with my brother.

Çocuk erkek kardeşimle aynı yaşta.

The boy is the same age as my brother.

O beni kız kardeşimle karıştırdı.

She mistook me for my sister.

O, küçük kız kardeşimle nişanlıdır.

He is engaged to my younger sister.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

I went to the zoo with my sister.

O benim kız kardeşimle evlendi.

He married my sister.

Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

I share an apartment with my brother.

Tom beni erkek kardeşimle karıştırdı.

Tom mistook me for my brother.

Herkes beni erkek kardeşimle karıştırıyor.

Everyone mistakes me for my brother.

Küçük erkek kardeşimle iyi geçiniyorum.

- I am on good terms with my brother.
- I get along with my younger brother.

Evliliğim hakkında kız kardeşimle görüştüm.

I consulted with my sister about my marriage.

Odayı kız kardeşimle birlikte kullanıyorum.

I use the room with my sister.

Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.

Stop flirting with my sister.

Tom kız kardeşimle flört ediyor.

Tom is dating my sister.

Sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.

- I am often confused with my brother.
- I'm often confused with my brother.

Ben erkek kardeşimle aynı sınıftayım.

I am in the same class as my brother.

O küçük erkek kardeşimle samimiydi.

He's been friendly with my kid brother.

Ben seni erkek kardeşimle karıştırdım.

I mistook you for my brother.

Annem erkek kardeşimle alışverişe gitti.

Mother went shopping with my brother.

Lütfen beni erkek kardeşimle kıyaslama.

Please don't compare me with my brother.

Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

I'm sharing my flat with my brother.

Erkek kardeşimle bir oda paylaşıyorum.

I share a room with my brother.

Erkek kardeşimle birlikte geliyor olacağım.

I'll be coming with my brother.

Bu kez kız kardeşimle geleceğim.

This time, I'll come with my sister.

Kız kardeşimle iletişime geçmeye çalışıyorum.

I'm trying to get in touch with my sister.

Genelde küçük erkek kardeşimle yüzerim.

I usually swim with my younger brother.

- Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.
- Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.
- Çoğunlukla beni kardeşimle karıştırırlar.
- Ben sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.

- I am often mistaken for my brother.
- I'm often mistaken for my brother.

Beni kız kardeşimle karıştırdı gibi görünüyor.

- It seems that he took me for my sister.
- It seems that he mistook me for my sister.

Beni her zaman kız kardeşimle karıştırır.

He always mistakes me for my sister.

Kız kardeşimle flört etmene izin vermeyeceğim.

I won't allow you to date my sister.

Ben her zaman erkek kardeşimle oynadım.

I've always played with my brother.

Öğlenleyin kız kardeşimle birlikte yemek yiyorum.

I eat with my sister at noon.

Onun beni kız kardeşimle karıştırdığına eminim.

I'm sure he mistook me for my sister.

Kız kardeşimle bir yatak odasını paylaşıyorum.

I share a bedroom with my sister.

Odayı temizlemede kız kardeşimle işbirliği yaptık.

I cooperated with my sister in cleaning the room.

Erkek kardeşimle nehirde balık tutmaya gittim.

I went fishing with my brother in the river.

Hamile kız kardeşimle bebek isimlerini tartıştık.

I discussed baby names with my pregnant sister.

Bugün erkek kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Today I'm having lunch with my brother.

Bugün kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Today I'm having lunch with my sister.

Jane erkek kardeşimle tenis oynuyor olabilir.

Jane may be playing tennis with my brother.

O beni ikiz erkek kardeşimle karıştırdı.

He confused me for my twin brother.

Üç kız kardeşimle şarkı söyleyerek büyüdüm.

I grew up singing with my three sisters.

Tom beni ikiz erkek kardeşimle karıştırdı.

Tom mistook me for my twin brother.

Geçen hafta kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

I went to the zoo last week with my brother.

Geçen sene erkek kardeşimle Boston'a gittim.

I went to Boston with my brother last year.

O, yaklaşık olarak kız kardeşimle aynı yaşta.

She's about the same age as my sister.

Erkek kardeşimle karşılaştırıldığında ebeveynlerim bana insafsızca davranıyor.

My parents treat me unfairly compared to my brother.

Çok nazik olduğu için kız kardeşimle tartıştım.

I quarrelled with my sister because she's too kind.

Küçük kız kardeşimle aynı zamanda mı ayrıldın?

Did you leave at the same time as my younger sister?

Şu an kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

I'm having lunch with my sister right now.

Sence Tom kız kardeşimle çıkmayı düşünür mü?

Do you think Tom would consider dating my younger sister?

Tom birkaç yıl önce kız kardeşimle çıkmıştı.

Tom dated my sister a couple of years ago.

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

I was making a film called The Great Dance with my brother.

Caddeyyi geçerken küçük kız kardeşimle el ele tutuştuk.

I took my little sister by the hand when we crossed the street.

O, yaklaşık olarak büyük kız kardeşimle aynı yaşta.

She's about the same age as my older sister.