Translation of "Kafası" in German

0.012 sec.

Examples of using "Kafası" in a sentence and their german translations:

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

Tom ist verwirrt.

Heykelin kafası eksik.

- Dem Standbild fehlt der Kopf.
- Die Statue verlor den Kopf.

Tom'un kafası karıştı.

Tom war verwirrt.

Heykelin kafası yok.

Die Statue hat keinen Kopf.

Kafası karışmış görünüyor.

Sie sieht verwirrt aus.

Mary'nin kafası karıştı.

Maria ist verwirrt.

Kafası karışan sensin.

- Du bist derjenige, der verwirrt ist.
- Du bist diejenige, die verwirrt ist.
- Sie sind derjenige, der verwirrt ist.
- Sie sind diejenige, die verwirrt ist.
- Ihr seid diejenigen, die verwirrt sind.
- Sie sind diejenigen, die verwirrt sind.

Kimin kafası karışmış?

Wer ist verwirrt?

Herkesin kafası karışık.

Alle sind verwirrt.

Herkesin kafası karışıktı.

Alle waren verwirrt.

Tom kafası karışmış görünüyor.

Tom sieht verwirrt aus.

Tom kafası karışmış görünüyordu.

Tom machte einen verwirrten Eindruck.

Tom'un şimdi kafası karışmış.

Tom ist jetzt verwirrt.

Tom'un kafası çok karışıktı.

Tom war so durcheinander.

Rehinelerden üçünün kafası kesildi.

Drei der Geiseln wurden geköpft.

Tom tamamen kafası karışık.

Tom ist völlig verwirrt.

Tom'un gerçekten kafası karışmış.

Tom ist wirklich verwirrt.

Kafası yeni fikirlerle doluydu.

Ihr Kopf sprudelte über vor neuen Ideen.

Genç askerin kafası karıştı.

Der junge Soldat war verwirrt.

Tom'un çok kafası karışıktı.

Tom war sehr verwirrt.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

- Tom war verblüfft.
- Tom war bestürzt.

Tom korkmuştu ve kafası karışmıştı.

Tom war erschrocken und verwirrt.

Tom kızgındı ve kafası karışıktı.

Tom war wütend und verwirrt.

Tom bütünüyle kafası karışmış görünüyor.

Tom scheint völlig verwirrt zu sein.

- Herkes sarhoş.
- Herkesin kafası kıyak.

Jeder ist betrunken.

Beklenmedik soru karşısında kafası karışmıştı.

Er war durch die abrupte Frage verwirrt.

Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

Tom kann gut mit Zahlen umgehen.

Onun onun kadar kafası karışmıştı.

Er war genauso verwirrt wie sie.

Tom hâlâ kafası karışmış görünüyor.

Tom scheint noch verwirrt.

- Leyla taşlandı.
- Leyla'nın kafası güzeldi.

Layla war bekifft.

Ken'in sorusuyla Bay Hashimoto'nun kafası karıştı.

Herr Hashimoto war von Kens Frage verwirrt.

Bay Hashimoto'nun Ken'in sorusuyla kafası karıştı.

Herr Hashimoto war von Kens Frage verwirrt.

Kadın uyuklamaya başladığında, kafası öne eğildi.

Als die Frau im Zug einnickte, senkte sich ihr Kopf.

Kolu bir ördeğin kafası gibi şekillendirilmiş.

Der Griff hat die Form eines Entenkopfes.

Çocuğun kafası demir parmaklıkların arasına sıkışmıştı.

Der Kopf des Kindes war zwischen den eisernen Gitterstäben eingeklemmt.

- O aklı başında biri.
- Onun kafası çalışıyor.

Er ist ein kluges Köpfchen.

O çocuğun çok büyük bir kafası vardır.

Das Kind hat einen sehr großen Kopf.

Tom'un kafası karışıktı ve ne diyeceğini bilmiyordu.

Tom war verwirrt und wusste nicht, was er sagen sollte.

Tom Mary'nin çok kafası karışmış olduğunu fark etti.

Tom merkte, dass Maria ziemlich durcheinander war.

Tom ve Mary eşit derecede kafası karışmış görünüyordu.

Tom und Maria guckten gleichermaßen verwirrt drein.

Ona kafası kadar büyük gümüş bir parça verdi.

Er gab ihm einen Silberklumpen, der so groß war wie sein Kopf.

Kral savaş sırasında esir edildi ve kafası kesildi.

Der König wurde während der Schlacht gefangen genommen und geköpft.

Tom kafası meşgul görünüyordu ve açıkça Mary'nin söylediklerini dinlemiyordu.

Tom schien besorgt zu sein und es war deutlich zu bemerken, dass er bei dem, was Maria sagte, nicht zuhörte.

Hem Tom hem de Mary biraz kafası karışık görünüyorlar.

Tom und Maria sehen beide etwas verwirrt aus.

- Tom çok şaşkın görünüyor.
- Tom çok kafası karışmış görünüyor.

Tom sieht ziemlich verwirrt aus.

Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.

Tom rennt im Büro herum wie ein kopfloses Huhn.

Gerçekten kafası çok bozulmuştu ve bir daha da benimle konuşmadı.

Er hat sich tierisch aufgeregt und seitdem nicht mehr mit mir gesprochen.

Tom'un kafası çok doluydu, bu yüzden dikkatini yola yeterince veremiyordu.

Vieles beschäftigte Tom. Er achtete daher nicht ausreichend auf den Verkehr.

Olabilir, bir adam kafası edilecek diz çökmek yapar ve o ben biraz

ich möchte kein Blut darauf bekommen, könnte jemand sehr freundlich meine Haare nehmen und sie über