Translation of "Kaçarken" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kaçarken" in a sentence and their english translations:

Onu kaçarken gördüm.

I saw him running away.

Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu.

She jumped out of the frying pan into the fire.

Onu o dükkandan kaçarken gördüm.

I caught sight of him escaping from that shop.

Sami, Leyla'nın evinden kaçarken görüldü.

Sami was seen fleeing Layla's house.

Tom Mary'yi gizlice evden kaçarken yakaladı.

Tom caught Mary sneaking out of the house.

Genç polisten kaçarken arabayı bir ağaca çarptı.

The teenager smashed the car into a tree while fleeing from the police.

- Gelen gideni aratır.
- Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi.
- Eteri gider, beteri gelir.

- Out of the frying pan and into the fire.
- Out of the frying pan, into the fire.

- Sami, Leyla'nın suç mahallinden kaçtığını gördü.
- Sami, Leyla'yı suç mahallinden kaçarken gördü.

Sami saw Layla fleeing from the scene.