Translation of "Jiro" in English

Hadi, Jiro.

Come on, Jiro.

Jiro içeride değildir.

Jiro is not in.

Jiro burada değil.

Jiro is not here.

Jiro artık burada değil.

- Jiro is not in.
- Jiro is not here.
- Jiro isn't here now.

Jiro kola içmek istiyor.

Jiro wants to drink Coke.

Jiro giyim hakkında ilgisiz.

Jiro is indifferent about clothing.

Jiro başka türlü hareket edemedi.

Jiro could not act otherwise.

Taro hariç, Jiro en uzundur.

- Next to Taro, Jiro is the tallest boy.
- Except for Taro, Jiro is the tallest.

Jiro Fuji dağının krokisini çizdi.

Jiro made a sketch of Mt. Fuji.

Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.

Jiro seems to have missed the train.

Jiro kısa sürede evine vardı.

Jiro soon arrived at his house.

Jiro New York'tan henüz geri gelmedi.

Jiro has not come back from New York yet.

Jiro Avustralya'daki mektup arkadaşı ile haberleşiyor.

Jiro communicates with his pen pal in Australia.

Kardeşim Jiro kadar uzun boylu değil.

My brother is not as tall as Jiro.

Jiro, bugün okula gitmek zorunda değil.

Jiro doesn't have to go to school today.

Ben gerçekten Jiro Akagawa'nın romanlarını seviyorum.

I really like Jiro Akagawa's novels.

Jiro Ken'le arkadaş olmayı zor buluyor.

Jiro finds it difficult to make friends with Ken.

Jiro bana hangi kitabı almam gerektiğini söyledi.

- Jiro advised me on which book to buy.
- Jiro told me which book I should buy.

Jiro Akagawa 480'in üzerinde roman yazdı.

Jiro Akagawa has written over 480 novels.

Jiro hangi kitabı alacağım konusunda bana öğüt verdi.

Jiro advised me on which book to buy.

Pachinko salonunda çok para yaptıktan sonra Jiro mutlu olurdu.

Jiro was all smiles after he made a bundle at the pachinko parlor.

- Jiro, daha önce birinin önünde hiç ağlamadı, yüksek sesle ağlamaya başladı.
- Daha önce başkasının önünde hiç ağlamayan Jiro haykırmaya başladı.

Jiro, who had never cried in front of anyone before, started bawling.

Daha önce hiç kimsenin önünde ağlamamış olan Jiro ağlamaya başladı.

Jiro, who had never cried in front of anyone before, started crying.