Translation of "Inandığı" in English

Bu Tom'un inandığı.

It's what Tom believed.

Doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı.

She did what she believed was right.

Tom inandığı şeyler için savaşırken öldü.

Tom died fighting for what he believed in.

Tom doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı.

Tom did what he believed was right.

Onun inandığı herkes ona ihanet etti.

All the people in whom he believed betrayed him.

Insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı

and believe they will be treated with dignity and respect

Ben bile sistemin benim hakkımda inandığı şeye inanırken

I couldn't change what a system believed about me,

Tom'un inandığı şeyin arkasında duracak cesareti olduğundan şüpheliyim.

- I doubt that Tom has the courage to stand up for what he believes in.
- I doubt Tom has the courage to stand up for what he believes in.

O, insanların kendi haysiyetinin önemine inandığı için, intiharı savunuyor.

- He defends suicide on the grounds that one's self-dignity is more important.
- Because he believes in the importance of people's own dignity, he advocates suicide.

Napolyon, ana Prusya ordusu olduğuna inandığı orduya saldırmak için kuvvetlerini Jena'da yoğunlaştırırken

As Napoleon concentrated his forces at Jena, to  attack what he believed was the main Prussian