Translation of "Hatırlamadığını" in English

Beni hatırlamadığını biliyorum.

- I know you don't remember me.
- I know that you don't remember me.

Tom hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he couldn't recall.
- Tom said that he couldn't recall.

Hatırlamadığını mı söylüyorsun?

Are you saying that you don't remember?

Tom hatırlamadığını iddia ediyor.

Tom claims he doesn't remember.

Tom'u hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyorum.

I don't know if you remember Tom.

Tom adımı hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember my name.

Beni hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyorum.

I don't know if you remember me.

Tom fazla hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember much.

Tom, Mary'yi hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember Mary.

Tom fazla hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember much.
- Tom said that he didn't remember much.

Tom, adımı hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember my name.
- Tom said that he didn't remember my name.

Tom, Mary'yi hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember Mary.
- Tom said that he didn't remember Mary.

Tom bir şey hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember a thing.

Tom onu yaptığını hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember doing that.

Tom onu hiç hatırlamadığını söylüyor.

- Tom says he doesn't remember that at all.
- Tom says that he doesn't remember that at all.

Tom hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor.

- Tom says he doesn't remember a thing.
- Tom says he doesn't remember anything.

Tom bunu yaptığını hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he doesn't remember doing it.
- Tom said that he doesn't remember doing it.

Tom ne olduğunu hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember what happened.

Tom hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember anything.
- Tom said that he didn't remember anything.

Tom, ne olduğunu hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember what happened.
- Tom said that he didn't remember what happened.

Tom, bunu hiç hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember that at all.
- Tom said that he didn't remember that at all.

Tom bir şey hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember a thing.
- Tom said that he didn't remember a thing.

Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.

Tom wants to know if you remember him.

Tom Mary'nin onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmiyor.

Tom doesn't know if Mary remembers him.

Tom Mary'yi partide gördüğünü hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember seeing Mary at the party.

Fadıl hiçbir şey hatırlamadığını iddia etti.

Fadil claimed he didn't remember anything.

Tom, Mary'nin nerede yaşadığını hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he couldn't remember where Mary lived.
- Tom said that he couldn't remember where Mary lived.

Tom hiçbir şey hatırlamadığını iddia ediyor.

Tom claims he doesn't remember anything.

Tom, partide Mary'yi gördüğünü hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember seeing Mary at the party.
- Tom said that he didn't remember seeing Mary at the party.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember where he put his keys.

Tom bana Mary'nin soyadını hatırlamadığını söyledi.

- Tom told me that he didn't remember Mary's last name.
- Tom told me he didn't remember Mary's last name.

Tom'un beni hâlâ hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom still remembers me.
- I wonder whether Tom still remembers me.
- I wonder whether or not Tom still remembers me.
- I wonder whether Tom still remembers me or not.

Tom o gece ne olduğunu hatırlamadığını söylüyor.

Tom says he doesn't remember what happened that night.

Tom öyle bir söz verdiğini hatırlamadığını söylüyor.

- Tom says that he doesn't remember having made such a promise.
- Tom says he doesn't remember having made such a promise.

Tom o geceden hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he doesn't remember anything from that night.
- Tom said that he doesn't remember anything from that night.

Tom, o gece neler olduğunu hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember what happened that night.
- Tom said that he didn't remember what happened that night.

Tom, Mary'den bunu yapmasını istediğini hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember asking Mary to do that.
- Tom said that he didn't remember asking Mary to do that.

Tom benden bunu yapmamı istediğini hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember asking me to do that.
- Tom said that he didn't remember asking me to do that.

Tom'un hâlâ beni hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom still remembers me.
- I wonder whether Tom still remembers me or not.

O, senin onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.

He wants to know if you remember him.

Bana arabanı nereye park ettiğini hatırlamadığını mı söylüyorsun?

Are you telling me you don't remember where you parked your car?

Tom'un hâlâ nasıl yüzüleceğini hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom still remembers how to swim.
- I wonder whether Tom still remembers how to swim.
- I wonder whether or not Tom still remembers how to swim.

Tom ebeveynlerinin onun kıçına şaplak attığını hatırlamadığını söyledi.

- Tom said he didn't remember his parents ever spanking him.
- Tom said that he didn't remember his parents ever spanking him.

Tom'un onu nasıl yapacağını hâlâ hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom still remembers how to do that.
- I wonder whether Tom still remembers how to do that.
- I wonder whether or not Tom still remembers how to do that.

Tom'un ilk karşılaştığımız yeri hâlâ hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder if Tom still remembers where we first met.
- I wonder whether Tom still remembers where we first met.

Tom'un bunu nasıl yapacağını hâlâ hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyorum.

- I wonder whether Tom still remembers how to do that.
- I wonder whether or not Tom still remembers how to do that.