Translation of "Mary'yi" in Arabic

0.028 sec.

Examples of using "Mary'yi" in a sentence and their arabic translations:

Tom, Mary'yi anlıyor.

توم يفهم ماري.

Tom, Mary'yi arıyor.

توم يُنادي ماري

Mary'yi öldürdün mü?

- أقتلتَ ماري؟
- أقتلتِ ماري؟

Tom, Mary'yi dinliyor.

توم يستَمِعُ إلى ميري.

Tom, Mary'yi dürttü.

- لكز توم ماري.
- وكز توم ماري.

- Tom Mary'yi bildiğini söyledi.
- Tom dedi ki, Mary'yi biliyormuş.

توم قال أنه يعرف ماري

Tom, Mary'yi öptü mü?

- هل توم قبّلَ مريم؟
- هل قبّل توم مريم؟

Tom, Mary'yi hiç öpmedi.

توم لم يقبّلْ ماري أبداً.

Bana neden Mary'yi anlatmadın?

لماذا لم تخبرني عن ماري؟

Tom havaalanında Mary'yi aldı.

أقلّ توم ماري من المطار.

Tom'un Mary'yi sevdiğini biliyorum.

أنا أعلم أن توم يحب ماري

Ben Tom'la Mary'yi gördüm.

رأيت توم و ماري

Tom, Mary'yi dava edecek.

سيقاضي توم ماري.

- Tom'un Mary'yi gördüğünü düşünüyor musun?
- Sence Tom Mary'yi gördü mü?

أتظنّ أنّ توم رأى ماري؟

- Tom dün Mary'yi gördüğünü söyledi.
- Dün Tom Mary'yi gördüğünü söyledi.

قال توم بأنه رأى ماري البارحة.

Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.

اتهم توم ماري بأنها سارقة.

Tom, Mary'yi merdivenlerden aşağı itti.

دفع توم ماري من على الدرج.

Tom'u tanıyorum ama Mary'yi değil.

أعرف توم ولكن لا أعرف ماري.

Dün Tom Mary'yi gördüğünü söyledi.

قال توم بأنه رأى ماري البارحة.

Tom Mary'yi görmemiş gibi davrandı.

تظاهر توم بأنه لم يرى ماري.

Tom Mary'yi bardan dışarı attı.

رمى توم ماري خارج البار.

Tom Mary'yi tanıyor, değil mi?

يعرف توم ماري ، أليس كذلك؟

Keşke Mary'yi tanıdığımı Tom'a söylemeseydim.

ليتني لم أخبر توم بمعرفتي بماري

Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.

توم عين ماري للقيام بهذه المهمة

Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.

توم دعا ميري إلى العشاء.

Mary'yi en son ne zaman aradın?

متى اتصلت بماري آخر مرة؟

Onlar Tom'un Mary'yi öptüğünü düşünüyor mu?

هل ظنّوا أنّ توم قبّل ماري؟

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

حاول توم إيقاف ماري عن التحدث مع جون.

Tom, Mary'yi canlı gören son kişiydi.

توم كان آخر من رأى ماري حيّة.

- Tom, Mary'ye ateş etmedi.
- Tom Mary'yi kovmadı.

توم لم يطرد ماري

Tom Mary'yi seviyor ama Mary John'ı seviyor.

توم يحب ماري، ولكنها تحب جون.

Tom, Mary'yi sever ve Mary de Tom'u sever.

يحب "توم" "ماري" و هي أيضا تحبه

Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.

حاول توم كل ما بوسعه لإقناع ماري.

- Tom Mary'yi bulunduğu yerden göremiyor.
- Tom Merry'yi mekanından göremez.

لا يستطيع توم رؤية ماري من مكانه.

Tom uzun süre Mary'yi bekledi ama o asla gelmedi.

انتظر توم ماري وقتا طويلا، لكنها لم تأتِ.

Tom kendisinin masum olduğu konusunda Mary'yi kolayca ikna etti.

توم أقنع بسهولة ماري أنهُ كان بريئاً.