Translation of "Mary'yi" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Mary'yi" in a sentence and their chinese translations:

- Mary'yi nereden tanıyorsun?
- Mary'yi nereden tanıyorsunuz?

你怎麼認識瑪麗的?

Tom, Mary'yi kızdırıyor.

汤姆在烦玛丽亚。

Tom, Mary'yi bulamıyor.

汤姆找不到玛丽。

Tom, Mary'yi öldürecek.

湯姆會殺瑪麗。

Tom, Mary'yi bekliyor.

湯姆預計瑪莉會來。

Tom Mary'yi rahatlattı.

湯姆安慰了瑪麗。

Tom, Mary'yi tekmeledi.

汤姆踢了玛丽。

- Tom, Mary'yi sudan dışarı çekti.
- Tom, Mary'yi sudan çıkardı.

Tom 把Mary拉出水

Tom, Mary'yi teselli ediyor.

汤姆在安慰玛丽。

Mary'yi müdürle tanıştırmak zorundayım.

我要向經理介紹一下Mary。

Tom Mary'yi görmek istiyordu.

湯姆想見瑪麗。

Tom'un Mary'yi tanıdığını biliyordum.

我知道汤姆认识玛丽。

Ben Mary'yi teselli ediyorum.

我在安慰瑪麗。

Tom gerçekten Mary'yi sevmiyor.

汤姆不是真的爱玛丽。

Tom, Mary'yi henüz aramadı.

湯姆還沒打給瑪莉。

Tom, Mary'yi öldürmeye çalıştı.

汤姆试着杀死玛丽。

Tom, Mary'yi ikna edemedi.

汤姆没能说服玛丽。

Tom, Mary'yi kaybetmek istemiyor.

汤姆不想失去玛丽。

- O, Mary'yi görmeye gitti mi?
- O, Mary'yi görmek için gitti mi?

他去看瑪麗了嗎?

Mary'yi Anneme ve babama tanıttım.

我把玛丽介绍给我的父母了。

Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

汤姆承认他杀死了玛丽。

Tom, Mary'yi odaya kadar izledi.

汤姆跟着玛丽进入了房间。

Tom deponun önünde Mary'yi bekledi.

湯姆在倉庫前等瑪麗。

Sanırım Tom gerçekten Mary'yi seviyor.

我認為湯姆真喜歡瑪麗。

Tom Mary'yi terk edecek mi?

汤姆要甩了玛丽吗?

Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.

汤姆爱玛丽很久了。

Tom'un Mary'yi zehirlediğinden şüphe yok.

毋庸置疑,湯姆毒害了瑪麗。

Tom Mary'yi çocukluğundan beri tanımaktadır.

汤姆从小就认识玛丽了。

Tom herkesin önünde Mary'yi eleştirdi.

汤姆在所有人面前批评了玛丽。

Sınav anında Tom Mary'yi aldattı.

在考试的时候,汤姆作弊抄了玛丽的答案。

Tom 2.30 da Mary'yi aradı.

汤姆两点半打了电话给玛丽。

Tom şimdi Mary'yi öpüyor olabilir.

汤姆现在可能在亲玛丽。

Bu akşam Tom ve Mary'yi çağır.

今晚给汤姆和玛丽打电话。

Tom Mary'yi motosikletinin arkasında hastaneye götürdü.

汤姆把玛丽放到他的摩托车背上送到医院。

Tom şu anda Mary'yi görmek istemiyor.

汤姆现在不想见玛丽。

Bu gece Mary'yi akşam yemeğine götürüyorum.

我今晚带玛丽出去吃饭。

Tom Mary'yi mutlu yapmak istediğini söyledi.

汤姆说他想让玛丽感到开心。

Tom Mary'yi asla böyle meşgul görmedi.

汤姆从没见过玛丽这么忙。

Tom Mary'yi yakalamaya çalıştı ama yakalayamadı.

汤姆试图去追上玛丽,但是他没成功。

Tom, tekrar denemesi için Mary'yi cesaretlendirdi.

汤姆鼓励玛丽再去尝试一次。

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğratmak istemedi.

汤姆不想让玛丽失望。

Tom Mary'yi daha iyi tanımak istedi.

汤姆想进一步了解玛丽。

Tom Mary'yi hastanede ziyaret etmeye çekiniyor.

对于是否要去医院探望Mary,Tom有点犹豫不决。

Tom Mary'yi arabayla Boston'a götürmek istedi.

汤姆载玛丽去波士顿。

Tom, Mary'yi dansa götürmeyi nasıl başardı?

汤姆怎么能让玛丽跟他去跳舞呢?

Tom'a Mary'yi yalnız bırakacağı zaten söylenmişti.

汤姆已经被告知别再打搅玛丽了。

Tom Boston'a gittiği her zaman Mary'yi ziyaret eder.

湯姆每次去波士頓都去看瑪麗。

- Tom, Mary'yi yanağından öptü.
- Tom, Mary'nin yanağını öptü.

汤姆吻了玛丽的脸颊。

Tom onun için işini yapması için Mary'yi kandırdı.

汤姆哄玛丽做他的作业。

- Tom, Mary'yi yanağından öptü.
- Tom Mary'nin yanağını öptü.

汤姆亲了玛丽脸颊。

Tom Mary'yi Fransızca konuşmayı öğrenmesi için teşvik etti.

汤姆鼓励玛丽学着说法语。

Tom Mary'yi çocukları için çocukbakıcılığı yapmaya nasıl ikna etti?

汤姆是怎么说服玛丽照顾他的小孩的呢?

- Tom Mary'yi teselli etmek istedi.
- Tom Meryem'i rahat ettirmek istedi.
- Tom Meryem'i ferahlatmak istedi.

Tom是想着去安慰Mary的。