Translation of "Güvenini" in English

0.029 sec.

Examples of using "Güvenini" in a sentence and their english translations:

Güvenini kaybetme, Mike.

Don't lose confidence, Mike.

Tom güvenini kaybetmedi.

Tom hasn't lost his confidence.

Sami güvenini kaybetti.

Sami lost his confidence.

Tom'un güvenini kazanmalısın.

You need to earn Tom's trust.

O dingin öz güvenini

His serene self-assurance

Tom meslektaşlarının güvenini kaybetti.

Tom lost his colleagues' trust.

Tom güvenini geri kazandı.

Tom has gotten his confidence back.

Önce Tom'un güvenini kazanmalısın.

You must gain Tom's trust first.

Tom onların güvenini kaybetti.

Tom lost their trust.

İnsanlar bankalara güvenini kaybettiler.

People lost faith in banks.

Fadıl insanların güvenini kazandı.

Fadil gained the trust of people.

Sami, Leyla'nın güvenini aldı.

Sami got Layla's trust.

Ben senin güvenini takdir ediyorum.

I appreciate your confidence.

Bana olan güvenini takdir ediyorum.

I appreciate your confidence in me.

Tom kendine olan güvenini kaybetti.

Tom lost confidence in himself.

Ben senin güvenini kazanmak zorundaydım.

I had to earn your trust.

Güvenini yeniden kazanmış gibi görünüyorsun.

It looks like you've regained your confidence.

Onlar ona olan güvenini kaybetti.

They lost their trust in him.

Sami, Leyla'nın güvenini yok etti.

Sami destroyed Layla's confidence.

Kendine güvenini ve duygusal gücünü artırmayı

then you will experience growing confidence

Sami, Leyla'nın güvenini kazanmayı denemeye devam etti.

Sami kept trying to earn Layla's trust.

Kolu yavaşça büyüdükçe, öz güvenini de geri kazandı.

And then, slowly, as the arm grew, she grew her confidence back.

Her şeye rağmen ondan güvenini tazeleyici sözler bekliyordu.

In spite of everything, she was expecting reassuring words from him.

Ve kadınlar ise onun güvenini hiçbir zaman boşa çıkarmayacaktır

And women will never waste her trust

Bu kural, siyasiler toplumun güvenini kazanana kadar süreceğe benziyor.

This rule will obviously remain in place until the politicians win people's trust.

- Eğer böyle yapmaya devam edersen, arkadaşlarının güvenini boşa çıkarmış olursun.
- Bu şekilde davranmaya devam edersen, arkadaşlarının güvenini haklı çıkarmamış olursun.

If you do like this, you won't justify your friends' trust.

Bir öğretmen olarak öğrencilerin güvenini kazanmaya çalışmalısınız, bu, savaşın yarısıdır.

As a teacher you should try to win the pupils' confidence, that is half the battle.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.