Translation of "Firar" in English

Firar etmeyeceksin.

- You won't escape.
- You will not escape.

Tom firar etti.

Tom has gone AWOL.

Tom firar edebilirdi.

- Tom could've run away.
- Tom could have run away.

Nasıl firar ettin?

How did you escape?

- Ben kaçtım.
- Firar ettim.

- I escaped.
- I got away.
- I've escaped.

- Onlar kaçtılar.
- Onlar firar ettiler.

They escaped.

Tom temiz bir firar yaptı.

Tom made a clean getaway.

- Kim kaçtı?
- Kim firar etti?

Who escaped?

Firar arabası son model beyaz sedandı.

The getaway car was late model white sedan.

Ordudan firar ölüm cezası ile cezalandırılabilirdi.

- Desertion from the army was punishable by death.
- Desertion from the army was grounds for the death penalty.

- Tom kaçmış olmalı.
- Tom firar etmiş olmalı.

- Tom must've escaped.
- Tom must have escaped.

Yirmi altı asker, firar nedeniyle idam edildi.

Twenty six soldiers were executed for desertion.

- Tom cezaevinden firar etti.
- Tom hapisten kaçtı.

Tom has escaped from prison.

- Tom hücre arkadaşına kaçış planını anlattı.
- Tom koğuş arkadaşına firar planından bahsetti.

Tom told his cellmate about his plans to escape.