Translation of "Fazladan" in English

0.010 sec.

Examples of using "Fazladan" in a sentence and their english translations:

Fazladan ödeyeceğim.

I'll pay extra.

Fazladan bir parantez eklediniz.

You added an extra parenthesis.

Fazladan bir battaniyeniz var mı?

Do you have an extra blanket?

Bizim fazladan diş fırçalarımız var.

We have extra toothbrushes.

Bütün ihtiyacım, fazladan üç gündür.

All I need is three more days.

Benim fazladan bir biletim var.

I have an extra ticket.

Fazladan bir çift çorap paketlemelisin.

You should pack an extra pair of socks.

Fazladan bir taneye sahip misin?

Do you have an extra one?

Onların fazladan bir yatağı var.

They have an extra bed.

Fazladan detaylar hemen mevcut değil.

Additional details weren't immediately available.

Fazladan bir biletiniz var mı?

Do you have an extra ticket?

Tom başıma fazladan iş çıkarıyor.

Tom causes me a lot of extra work.

Fazladan şemsiyen varsa alabilir miyim?

If you have an extra umbrella, can I borrow it?

Fazladan bir çift çorap al.

Pack an extra pair of socks.

Birkaç fazladan kırışıkla ve gri saçla,

with a few more wrinkles and grey hair,

Çağrısının sonuna fazladan bir ses ekliyor.

He adds a trill to the end of his call.

Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.

We'll need an extra ten dollars.

Tatillerde 10,000 yen fazladan ödemek zorundasın.

You have to pay 10,000 yen extra on holidays.

Fazladan bir battaniyeye ihtiyacın var mı?

Do you need an extra blanket?

Biz Boston'da fazladan üç gün kaldık.

We stayed an extra three days in Boston.

Üye olmayanlar fazladan 50 dolar öder.

Non-members pay an additional 50 dollars.

Konser için fazladan birkaç biletim var.

I have some extra tickets for the concert.

Bana fazladan bir madeni para verdin.

You gave me an extra coin.

Bir ihtimal fazladan bir sözlüğün var mı?

Do you have an extra English dictionary by any chance?

Fazladan üç gün Boston'da kaldığına memnun oldum.

- I'm glad you stayed in Boston for an extra three days.
- I'm glad that you stayed in Boston for an extra three days.

Fazladan beş gigabaytlık bir hafıza kartım var.

I have an extra five-gigabyte memory card.

Neyse ki, Tom'un fazladan bir şemsiyesi vardı.

Luckily, Tom had an extra umbrella.

Ödünç verebileceğim fazladan bir dolma kalemim var.

- I have an extra pen I could lend you.
- I have an extra pen that I could lend you.

Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?

- Do you have an extra bicycle I could borrow?
- Do you have an extra bicycle that I could borrow?

Onun için fazladan bir masraf olacak mı?

Will there be an extra charge for that?

- Tom başka ayrıntılar vermedi.
- Tom fazladan ayrıntı vermedi.

Tom gave no other details.

Tom, arabasının bagajında fazladan bir çift ayakkabı bulunduruyor.

Tom keeps an extra pair of shoes in the trunk of his car.

Yer çekimi devreye girdi ve fazladan maddeyle başlamış bölgelere

Gravity turned on and brought more and more mass

Tom iş yerindeki masasının çekmecesinde fazladan bir kravat tutuyor.

Tom keeps an extra tie in his desk drawer at work.

Sana fazladan bir saat verdim ve sen hala işi bitirmedin.

I gave you an extra hour and you still didn't finish the job.

Fazladan bir önlem olarak, Fadıl evinin dışına güvenlik kameraları yerleştirdi.

As an extra precaution, Fadil installed surveillance cameras outside his house.

- Fazladan biraz daha param olsa fena olmazdı.
- Biraz daha paraya hayır demem.

I could use some extra money.

Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.

We stayed an extra two weeks in Paris; and we spent it seeing the sights.

Başvurulara herkesin saldırması ile birlikte bu fazladan adım çok büyük gecikmelere neden oldu.

That extra step, combined with the onslaught of applications, resulted in massive delays.

- Onun için fazladan bir masraf olacak mı?
- Onun için ekstra bir ücret olacak mı?

Will there be an extra charge for that?

Tom, önümüzdeki Pazartesi gününe kadar işi bitirirsek, bize fazladan 3.000 dolar ödemeye söz verdi.

Tom has promised to pay us an extra $3,000 if we finish the job by next Monday.

Esas olarak bir stüdyo müzisyeni olarak çalışsam da, fazladan para kazanmak için biraz sokak çalgıcılığı yaparım.

Though I mainly work as a studio musician, I do a little busking to make some extra money.

- Bu gece soğuk olması muhtemel, bu yüzden ekstra bir battaniyeye ihtiyacın var.
- Muhtemelen bu gece soğuk olacak, bu yüzden fazladan bir battaniyeye ihtiyacın olabilir.

It's likely to get cold tonight, so you may need an extra blanket.