Translation of "Diş" in English

Bu diş bir kesici diş.

This tooth is an incisor.

Diş perisi bir diş hırsızıdır.

The tooth fairy is a tooth thief.

- Diş boşluklarım var.
- Diş çukurlarım var.

I have cavities.

- Diş oyuğum yok.
- Diş çukurlarım yok.

I don't have cavities.

Diş çıkaran ailelerin

Families with teething teeth

Diş dolgumu kaybettim.

I've lost my filling.

Bu diş doldurulmalı.

This tooth has to have a filling.

Diş macunu nerede?

- Where's the toothpaste?
- Where is the toothpaste?

Diş hekiminde idim.

I've been to the dentist's.

Diş beyazlatma pahalıdır.

Teeth whitening is expensive.

Tom diş teknisyeni.

Tom is a dental technician.

Diş fırçanı unutma.

Don't forget your toothbrush.

Onlar diş çekerdi.

They used to extract teeth.

O diş acıyor.

That tooth hurts.

Diş bakımı pahalıdır.

Dental care is expensive.

Biz diş çıkardık.

We pulled the teeth out.

Bu diş ağrıyor.

This tooth hurts.

Tom diş asistanıydı.

Tom was a dental assistant.

Diş etlerim kanıyor.

My gums are bleeding.

Diş macunu alkalidir.

Toothpaste is alkaline.

Bu diş çürümüş.

This tooth is decayed.

Bu diş gevşek.

This tooth is loose.

Diş hekimine gitmelisin.

You must go to the dentist.

Diş fırçası nerede?

Where's the toothbrush?

Diş tellerim var.

I have braces.

Diş fırlaklığım var.

I have an overbite.

Diş fırçamı bulamıyorum.

I can't find my toothbrush.

Diş fırçama diş macunu koyarım ve dişlerimi fırçalarım.

I put toothpaste on my toothbrush and brush my teeth.

Mary'nin diş telleri var.

Mary has braces.

Hiç diş çürüğüm yok.

I don't have any cavities.

Diş eti enfeksiyonun var.

You have a gum infection.

Ben bir diş çektirdim.

I had a tooth pulled.

Bir diş dolgum düştü.

I've lost a filling.

O diş ağrısı çekiyor.

- He is suffering from a toothache.
- He is suffering from toothache.

Diş etlerin kanar mı?

Do your gums bleed?

Benim diş etlerim kanar.

My gums bleed.

Tom bir diş öğrencisi.

Tom is a dental student.

Diş etleriniz kötü durumda.

Your gums are in bad shape.

Çocuğum diş hekimini sevmez.

My child dislikes the dentist.

Nereden diş macunu bulabilirim?

Where can I find toothpaste?

Kızımın diş telleri var.

My daughter has braces.

O diş ağrısından muzdarip.

He is suffering from toothache.

Bebek şimdilerde diş çıkarıyor.

The baby is teething now.

Tom diş ağrısı çekiyor.

Tom is suffering from a toothache.

Bu benim diş fırçam.

That's my toothbrush.

Onun diş telleri var.

- She has braces.
- He has braces.

Diş doktoruna gitmek istemiyorum.

I don't want to go to the dentist.

Diş macunu lavabonun üzerinde.

The toothpaste is on the sink.

Göze göz, dişe diş.

- An eye for an eye, a tooth for a tooth.
- An eye for an eye and a tooth for a tooth.

Bu diş ağrısına dayanamıyorum.

- I can't stand this stomach-ache.
- I can't stand this stomachache.

Gözde diş macunun nedir?

What's your favorite toothpaste?

Hangi diş hekimine gidiyorsun?

What dentist do you go to?

Ben Tom'un diş hekimiyim.

I'm Tom's dentist.

Bana diş etlerini göster.

Show me your gums.

Bir diş çukurum var.

I have a cavity.

Diş macununa ihtiyacım var.

I need toothpaste.

Diş hekimi korkum var.

I have a fear of dentists.

Diş doktoruna gitmeyi sevmiyorum.

I don't like going to the dentist's.

Diş fırçamı kullandın mı?

Did you use my toothbrush?

Diş ipin var mı?

Do you have dental floss?

Diş hekimi olmak istiyorum.

I want to be a dentist.

Hangi diş fırçası benim?

Which toothbrush is mine?

Tom bir diş hekimiydi.

Tom used to be a dentist.

İki diş sarımsak koyacağım.

I'll put in two garlic heads.

Mennad diş doktorlarından korkuyor.

Mennad is afraid of dentists.

Ağzında diş macunu var.

You have toothpaste on your mouth.

Takma diş kullanıyor musunuz?

Do you wear dentures?

Biraz diş macunu almalıyız.

We need to buy some toothpaste.

- Diş macunlarının çoğu florür içerir.
- Çoğu diş macunu florür içerir.

Most toothpastes contain fluoride.

Tom ecza dolabını açtı ve diş macununu ve diş fırçasını çıkardı.

Tom opened the medicine cabinet and took out the toothpaste and his toothbrush.

- Oğlumun dişi ağrıyor.
- Oğlum diş ağrısı çekiyor.
- Oğlumun diş ağrısı var.

My son has a toothache.

Yine de diş fırçası orada.

but still, the toothbrush is there.

Ben ısırdığımda, bu diş acıyor.

When I bite down, this tooth hurts.

- “Neredeydin?” “Diş doktorundaydım.”
- "Neredeydin?" "Dişçideydim."

"Where have you been?" "I've been to the dentist."

Biraz diş ipin var mı?

Do you have some dental floss?

Sanırım diş eti enfeksiyonum var.

- I think I have a gum infection.
- I think that I have a gum infection.

Altı aylık oğlum diş çıkarıyor.

My six-month old son is teething.

Diş doktoruna gitmem mi gerekiyor?

Need I go to the dentist's?

Diş ipiyle temizlik yapmayı unutma.

Don't forget to floss.

Diş macununu tüpe geri koyamazsın.

You can't put toothpaste back in the tube.

Tom'un dişlerinde diş teli var.

- Tom has braces.
- Tom has braces on his teeth.

Bizim fazladan diş fırçalarımız var.

We have extra toothbrushes.

O onun diş görünüşüne şaşırmıştı.

She was surprised at his appearance.

Korkunç bir diş ağrım var.

I have a terrible toothache.

Diş tellerine ihtiyacım var mı?

Do I need braces?

O bir diş hekimiyle evli.

She's married to a dentist.

Tom emekli bir diş hekimi.

Tom is a retired dentist.

Diş ağrısı onun yüzünü şişirdi.

The toothache made his face swell up.

Diş doktoruna gitsen iyi olur.

- You had better go to the dentist's.
- You had better go to the dentist.
- You should go to the dentist.
- You'd better go to the dentist.

O, tüpten diş macunu sıktı.

He squeezed the toothpaste out of a tube.

Ne sıklıkta diş hekimine gidersin.

How often do you go to the dentist?

Bebek diş çıkarıyor bu aralar.

The baby is growing teeth now.

Diş etlerime bir bakabilir misin?

Can you have a look at my gums?

Biz aynı diş hekimine sahibiz.

We have the same dentist.