Translation of "ödeyeceğim" in English

0.007 sec.

Examples of using "ödeyeceğim" in a sentence and their english translations:

- Ödeyeceğim.
- Ben ödeyeceğim.

- It's on me.
- I'm going to pay.

Ödeyeceğim.

- I'll pay.
- I'm going to pay.

- Hesabımı ödeyeceğim.
- Faturamı ödeyeceğim.

I'll pay my bill.

Senedi ödeyeceğim.

I'll foot the bill.

Fazladan ödeyeceğim.

I'll pay extra.

Sana ödeyeceğim.

I'll pay you.

Ben ödeyeceğim.

I'm going to pay.

Biletleri ödeyeceğim.

I'll pay for the tickets.

Bunu ödeyeceğim.

I'll pay for this.

Bugün ödeyeceğim.

I'll pay today.

- Ödeyeceğim.
- Hesabı ben ödeyeceğim.
- Ben öderim.

I'll pay.

Seyahat çekleriyle ödeyeceğim.

I'll pay with travelers' checks.

İki kat ödeyeceğim.

I'll pay double.

Bekle. Bunu ödeyeceğim.

Wait. I will pay for this.

Senin için ödeyeceğim.

I'll pay for you.

Her şeyi ödeyeceğim.

I'll pay for everything.

Hesabı ben ödeyeceğim.

I'll pay the bill.

Ben tazminat ödeyeceğim.

I'll pay for the damages.

Kendim için ödeyeceğim.

I'll pay for myself.

Sana geri ödeyeceğim.

I'll pay you back.

Ay sonunda ödeyeceğim.

I'll pay you at the end of the month.

Bir şey ödeyeceğim.

I'll pay anything.

Borçlarımı nasıl ödeyeceğim?

How will I pay my debts?

Ben kartımla ödeyeceğim.

I'll pay with my card.

Parayı sana ödeyeceğim.

I will pay the money to you.

Daha sonra ödeyeceğim.

I'll pay later.

Tom'un biletini ödeyeceğim.

I'll pay for Tom's ticket.

Yarın sana ödeyeceğim.

I'll pay you tomorrow.

Hayır, onu ödeyeceğim.

No, I'll pay for it.

Faturamı ödeyeceğim gişe nerede?

Where is the counter to pay my bill?

Parayı sana yarın ödeyeceğim.

- I will pay you the money tomorrow.
- I'll pay you the money tomorrow.

Öğle yemeğini ben ödeyeceğim.

I'll pay for lunch.

Borçlarımı şimdi nasıl ödeyeceğim.

How will I pay my debts now?

Ben yarın kiramı ödeyeceğim.

I'm going to pay my rent tomorrow.

Ben akşam yemeğini ödeyeceğim.

I'll pay for dinner.

Sanırım borcu tamamen ödeyeceğim.

I think it'll pay off.

Umurumda değil. Ben ödeyeceğim.

I don't care. I'll pay.

Sana gelecek hafta ödeyeceğim.

I'll pay you next week.

- Borcumu mümkün olduğu kadar erken ödeyeceğim.
- En kısa sürede borcumu ödeyeceğim.

I will pay my debt as soon as possible.

Bugün öğle yemeğini ben ödeyeceğim.

I'll pay for your lunch today.

- Ben ödeyeceğim.
- Hesap bana ait.

- It is on me.
- It's on me.

Maliyeti ne olursa olsun ödeyeceğim.

I'll pay whatever it costs.

Bunun için otuz dolar ödeyeceğim.

I'll pay thirty dollars for it.

Sana gelecek hafta borcumu ödeyeceğim.

- I'll pay you back next week.
- I will pay you back next week.

Bunun için daha sonra ödeyeceğim.

We'll pay for this later.

Ben onu çek ile ödeyeceğim.

I will pay for it by check.

Borcumu en kısa sürede ödeyeceğim.

I'll pay my debt as soon as possible.

Ben inandığım şey için bedel ödeyeceğim.

I'll pay the price for what I believe in.

Maaşımı alır almaz sana geri ödeyeceğim.

I'll pay you back once I receive my salary.

Sana şimdi kazandığının iki katını ödeyeceğim.

I'll pay you double what you're making now.

Endişelenme. Ben her şey için ödeyeceğim.

Don't worry. I'll pay you for everything.

O geldiğinde söz verdiğim parayı ödeyeceğim.

When he comes, I'll pay the money that I promised.

- Ona hakkını ödeyeceğim.
- Onun altında kalmayacağım.

I'll make it up to her.

Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.

I'm sorry, I'll pay you back in kind.

Sana borçlu olduğum parayı gelecek hafta ödeyeceğim.

I'll pay you back the money I owe you next week.

Her zamanki gibi onu fulle. Nakit ödeyeceğim.

Fill her up with regular. I'll be paying in cash.

Eliimden geldiğince kısa sürede size geri ödeyeceğim.

I'll pay you back as soon as I can.

Bugün senin öğle yemeğin için parayı ben ödeyeceğim.

I'll pay the money for your lunch today.

Eğer öyle yapmak gerekli ise, borcumu şimdi geri ödeyeceğim.

If it's necessary to do so, I'll pay back my loan now.

Ben bugünden itibaren sana bir haftada geri ödeyeceğim, yani, 21 Temmuzda.

- I'll pay you back a week from today, that is, on July 21.
- I'll pay you back a week from today, that is, on July 21st.

Şimdi bana otuz dolar ver ve ben sana pazartesi günü geri ödeyeceğim.

Give me thirty dollars now and I'll pay you back Monday.