Translation of "Ettiğine" in English

0.013 sec.

Examples of using "Ettiğine" in a sentence and their english translations:

Kabul ettiğine sevindim.

I'm glad you approve.

Tom'un itiraf ettiğine inanamıyorum.

I can't believe Tom confessed.

Teklifimi kabul ettiğine sevindim.

I'm glad you accepted my offer.

Hepimizin kabul ettiğine eminim.

I'm sure we all agree.

Ona yardım ettiğine inanıyorum.

I rely on you to help him.

Bana yardım ettiğine sevindim.

I am glad that you have helped me.

Bunu hak ettiğine eminim.

I'm sure you deserved it.

Tom'un istifa ettiğine inanamadım.

I couldn't believe Tom resigned.

Teklif ettiğine alternatif yok mudur?

Is there no alternative to what you propose?

Tom'un önerimizi kabul ettiğine inanamıyorum.

I can't believe Tom accepted our offer.

Onun Tom'u mutlu ettiğine eminim.

I'm glad that makes Tom happy.

Tom'u davet ettiğine hâlâ inanamıyorum.

I still can't believe you invited Tom.

Tom'un göstermeye cüret ettiğine inanamıyorum.

I can't believe Tom has the nerve to show up.

Beni görmeyi kabul ettiğine sevindim.

I'm glad you agreed to see me.

Tom'un kalmayı tercih ettiğine eminim.

I'm sure Tom would rather stay.

Tom'un bana ihanet ettiğine inanamıyorum.

I can't believe Tom betrayed me.

Tom Mary'ye hakaret ettiğine pişman.

Tom regrets insulting Mary.

Senin bunu kabul ettiğine inanamıyorum.

I can't believe you agreed to this.

Tom'a yardım ettiğine memnun oldum.

I'm glad you helped Tom.

Beni davet ettiğine memnun oldum.

I'm glad you invited me.

Tom, Mary'nin intihar ettiğine inanmıyor.

Tom doesn't believe Mary committed suicide.

Tom'u ne kadar mutlu ettiğine bak.

Look how happy you made Tom.

Bunun seni çok mutlu ettiğine sevindim.

I'm glad it makes you so happy.

Tom'un seni davet ettiğine memnun oldum.

I'm glad Tom invited you.

Tom'un Mary'den nefret ettiğine hâlâ inanamıyorum.

- I still can't believe Tom hates Mary.
- I still can't believe that Tom hates Mary.

Bunun sizi memnun ettiğine memnun oldum.

I'm glad it makes you happy.

Sue'nun onun önerisini kabul ettiğine şaşırdım.

I'm amazed Sue accepted his proposal.

Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.

They believed it violated the laws of God.

Mary, Tom'u tokatladıysa hak ettiğine eminim.

If Mary slapped Tom, I'm sure he deserved it.

Dedektifler Tom'un yalnız hareket ettiğine inanıyorlardı.

Detectives believe Tom acted alone.

Tom'un onu yapmayı kabul ettiğine inanamıyorum.

I can't believe Tom agreed to do that.

Tom herkesin ondan nefret ettiğine inanıyor.

- Tom is convinced that everyone hates him.
- Tom is convinced everybody hates him.
- Tom is convinced everyone hates him.
- Tom is convinced that everybody hates him.

Onun istifa ettiğine dair bir söylenti var.

There is a rumor that he has resigned.

Tom çok zaman israf ettiğine pişman oldu.

Tom regretted having wasted so much time.

O fahişe için beni terk ettiğine inanamıyorum!

I can't believe he left me for that whore!

Biz dünyanın güneşin etrafında hareket ettiğine inanıyorduk.

We believed that the earth moves round the sun.

Birçok siyasetçinin sus parasını kabul ettiğine inanılmaktadır.

Many politicians are believed to accept hush money.

UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.

Look at the difference there when I put the UV light on him. Boom.

Tom Mary'nin o kadar çok şikayet ettiğine şaşırmamıştı.

- Tom wasn't surprised that Mary complained so much.
- Tom wasn't surprised Mary complained so much.

Tom tamamen yiyeceklere saplantılı. Mary'nin onu terk ettiğine şaşmamalı.

Tom is utterly obsessed with food. No wonder Mary dumped him!

Tom'un neden yardım ettiğine dair bir fikriniz var mı?

Do you have any idea why Tom helped?

Sami, hayatta elde ettiğinden daha fazlasını hak ettiğine inanıyordu.

Sami believed he deserved more than what he had been given in life.

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

And to give you an example of just how fast light travels,

Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi

Fortunately, the City of Newark decided that Newarkers deserved better,

Tom'un Mary'nin ondan neden nefret ettiğine dair hiç fikri yok.

Tom has no idea why Mary hates him.

Tom'un neden bu kadar erken gittiğini merak ettiğine bahse girerim.

I bet you're wondering why Tom left so early.

Copernicus dünya'nın ve diğer gezegenlerin güneşin etrafında hareket ettiğine inandı.

Copernicus believed the Earth and other planets moved around the Sun.

- Her iddiasına varım ki bunun nasıl çalıştığını merak ediyorsun.
- Bunun nasıl çalıştığını merak ettiğine eminim.

I bet you're wondering how this works.

Kopernik zamanında birçok gök bilimci,1000 yıldan daha fazla süre önce Yunan gök bilimci Batlamyus tarafından geliştirilen teoriye inanıyordu. Batlamyus'a göre Dünya evrenin merkeziydi ve hareketsizdi. Batlamyus, diğer bütün gök cisimlerinin Dünya etrafında karmaşık bir düzende hareket ettiğine inanıyordu.

In Copernicus' time most astronomers believed the theory the Greek astronomer Ptolomy had developed more than 1,000 years earlier. Ptolomy said the Earth was the center of the universe and was motionless. He believed all other heavenly bodies moved in complicated patterns around the Earth.