Translation of "Dolandırıcı" in English

0.016 sec.

Examples of using "Dolandırıcı" in a sentence and their english translations:

Dolandırıcı yakalandı.

The imposter was caught.

Dolandırıcı Tom'du.

The crook was Tom.

Tom dolandırıcı.

Tom is sharp.

Tom bir dolandırıcı.

- Tom is a con man.
- Tom is a con artist.

O bir dolandırıcı.

He is a rogue.

Eşkıya yılanoğlu dolandırıcı kasap

bandit serpentine crook butcher

Bir dolandırıcı gibi hissediyorum.

I feel like an impostor.

Onun babası bir dolandırıcı.

His father is an impostor.

Elbonia dolandırıcı bir millettir.

Elbonia is a rogue nation.

Tom bir dolandırıcı değildir.

- Tom isn't a crook.
- Tom isn't a scoundrel.

Tom bir dolandırıcı değildi.

Tom wasn't a crook.

Bir dolandırıcı ile ilişkin vardı.

You had dealings with a crook.

Tom bir dolandırıcı, değil mi?

Tom is a crook, isn't he?

O satıcıdan ziyade dolandırıcı biri.

He's more of a swindler than he is a salesman.

Dini kullanan rüşvetçi dolandırıcı üç kağıtçılar

three papermakers cheating on bribe using religion

O bir dolandırıcı ve bir yalancı.

He's a cheat and a liar.

Tom Mary'yi bir dolandırıcı olarak ortaya çıkardı.

Tom exposed Mary as a fraud.

Onlar bu kentin dolandırıcı dolu olduğunu söylerler.

They say this town is full of cozenage.

- Ben bir sahtekar değilim.
- Ben bir dolandırıcı değilim.

- I'm not a crook.
- I am not a crook.

- O bir dolandırıcı olmalı.
- O üçkağıtçı biri olmalı.

She must be a swindler.

Tom genellikle bir dolandırıcı olarak oynar.Bu onun sihirbaz olarak oynadığı ilk zamandır.

Tom typically plays as a rogue. This is his first time playing as a wizard.

On yaşındaki bir erkeğin bir hayvan yirmi yaşındakinin bir çılgın, otuzundakinin bir başarısızlık, kırkdakinin bir dolandırıcı ve ellisindekinin bir suçlu olduğu söylenmektedir.

It has been said that a man at ten is an animal, at twenty a lunatic, at thirty a failure, at forty a fraud, and at fifty a criminal.