Translation of "Doğasında" in English

0.002 sec.

Examples of using "Doğasında" in a sentence and their english translations:

Zengin doğasında oynamamalısın.

You should not play on his generous nature.

İnsanın doğasında var.

It's human nature.

Sorunlar bu sistemin doğasında var.

The problems are inherent in this system.

Kölelik hali kendi doğasında kötüdür.

The state of slavery is in its own nature bad.

Ki bu iç huzurunuzun doğasında vardır.

which is a very nature of inner peace.

Tüm kültürlerin ve medeniyetlerin doğasında var.

It's inherent in all cultures and civilizations.

Sami, Kanada'nın geniş, vahşi doğasında yürüyüşe bayılıyordu.

Sami loved hiking in the vast Canadian wilderness.

Sami, geniş Rus vahşi doğasında yürüyüşe çıkmayı seviyordu.

Sami loved hiking in the vast Russian wilderness.

- Kırılıp bozulmak eşyanın tabiatıdır.
- Bozulup dağılmak eşyanın doğasında vardır.

Things break.

Teosofi Tanrı ve ruhun doğasında mistik anlayışa dayalı bir inanç sistemidir.

Theosophy is a system of belief based on mystical insight into the nature of God and the soul.