Translation of "Seviyordu" in Russian

Sizi seviyordu.

Вы были любимы.

Herkes Tom'u seviyordu.

- Все любили Тома.
- Тома все любили.

O onu seviyordu.

- Он любил её.
- Он её любил.

Tom beni seviyordu.

Том меня любил.

Onlar Tom'u seviyordu.

- Том им нравился.
- Том им понравился.

Tom köpeğini seviyordu.

Том любил свою собаку.

Tom onu seviyordu.

Тому это понравилось.

Tom Boston'u seviyordu.

Том любил Бостон.

Tom, Mary'yi seviyordu.

Том любил Мэри.

Tom bizi seviyordu.

- Том любил нас.
- Том нас любил.

Tom seni seviyordu.

- Том любил тебя.
- Том любил вас.
- Том тебя любил.
- Том вас любил.

Onlar seni seviyordu.

- Они любили тебя.
- Они любили вас.

Tom atları seviyordu.

Том любил лошадей.

Tom hepimizi seviyordu.

Том всех нас любил.

Mary Tom'u seviyordu.

Мэри любила Тома.

Tom çocukları seviyordu.

Том любил детей.

O onu seviyordu ve o da onu seviyordu.

Он любил её, а она любила его.

Öğrenciler o şakayı seviyordu.

Ученикам понравилась шутка.

O, annesini içtenlikle seviyordu.

Она любила мать всем сердцем.

Tom da onu seviyordu.

- Тому тоже понравилось.
- Тому тоже нравилось.

Tom Fransızca öğretmeyi seviyordu.

Тому очень нравилось преподавать французский.

Tom hikayeler yazmayı seviyordu.

Тому нравилось писать рассказы.

Tom gerçekten Mary'yi seviyordu.

Том по-настоящему любил Мэри.

Tom balık tutmayı seviyordu.

Том обожал ловить рыбу.

Tom futbol oynamayı seviyordu.

Том обожал играть в футбол.

Tom kendi bahçesini seviyordu.

Том любил свой сад.

Tom seni çok seviyordu.

- Том очень тебя любил.
- Том очень вас любил.
- Том тебя очень любил.
- Том вас очень любил.

Tom karda oynamayı seviyordu.

Тому нравилось играть в снегу.

Tom Mary'yi seviyordu, biliyorsun.

Том ведь любил Мэри.

Tom Mary'nin fikirlerini seviyordu.

Тому нравились идеи Мэри.

Tom tiyatroyu çok seviyordu.

Том очень любил театр.

Tom yaptığı şeyi seviyordu.

Том любил своё дело.

Aynştayn keman çalmayı seviyordu.

Эйнштейн любил играть на скрипке.

O hâlâ onu seviyordu.

Она всё ещё любила его.

Tomi Mary'yi çok seviyordu.

Том очень любил Мэри.

Tom satranç oynamayı seviyordu.

- Том любил играть в шахматы.
- Тому нравилось играть в шахматы.

O beni gerçekten seviyordu.

- Он действительно меня любил.
- Он очень меня любил.
- Он по-настоящему меня любил.
- Он меня действительно любил.

Sami dans etmeyi seviyordu.

Сами любил танцевать.

O kız ağaçlara tırmanmayı seviyordu.

Девочка любила лазать по деревьям.

Aslında, o da onu seviyordu.

На самом деле он тоже любил её.

Tom seni çok seviyordu, Mary.

- Том очень любил тебя, Мэри.
- Том тебя очень любил, Мэри.

John ve Mary birbirini seviyordu.

Джон и Мэри любили друг друга.

Tom, Heinrich Heine'nin şiirlerini seviyordu.

Том любил стихотворения Генриха Гейне.

Tom bunu yapmayı çok seviyordu.

- Том обожал это делать.
- Том обожал это занятие.

Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.

Она жила в Перте и любила кататься на скейтборде.

- Tom, Mary'yi seviyordu.
- Tom, Mary'den hoşlanıyordu.

Мэри нравилась Тому.

- Tom seni seviyordu.
- Tom senden hoşlandı.

- Ты понравился Тому.
- Ты понравилась Тому.
- Вы понравились Тому.

Tom, ergenlik çağındayken şiir yazmayı seviyordu.

Подростком Том любил писать стихи.

Çocuk dairesinin penceresinden insanlara yumurtalar atmayı seviyordu.

Этот мальчик любил кидать в людей яйца из окна своей квартиры.

Onun karısı yaşlıydı ama o onu seviyordu.

Его жена была старой, но он её любил.

Tom Mary'yi seviyordu, ki o onu hiç sevmiyordu.

- Том любил Мэри, а она его - нисколечко.
- Том любил Мэри, которая не любила его вовсе.

Tom Mary'yi seviyordu ama Mary ondan hiç hoşlanmadı.

Том любил Мэри, а она его - нисколечко.

- Karısı davetkar konukları severdi.
- Karısı misafir çağırmayı seviyordu.

Его жена любила приглашать гостей.

O şişman erkekleri seviyordu, bu yüzden Budizm'e dönmeye karar verdi.

Она любила толстых мужчин, поэтому решила перейти в буддизм.

Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.

- Я думал, что он любит тебя, а оказалось, что он любит другую девушку.
- Я думала, что он любит тебя, а оказалось, что он любит другую девушку.