Translation of "Deneyimim" in English

Sahadaki deneyimim

And my experience on the playing field --

Hiç deneyimim yok.

I have no experience.

Benzer bir deneyimim vardı.

- I had a similar experience.
- I've had a similar experience.
- I've had similar experiences.

O benim deneyimim değildi.

That wasn't my experience.

Öğretmenlikte fazla deneyimim yok.

I don't have much experience in teaching.

Onu yapmakta deneyimim var.

I have experience doing that.

Ve araştırma deneyimim de yoktu.

who had no previous research experience.

Neyse, daha fazla deneyimim oluyor.

Anyway, I'm getting more experience.

Bununla ilgili biran deneyimim var.

I have some experience with this.

Tom'dan daha fazla deneyimim var.

I have more experience than Tom.

Üç yıllık bir deneyimim var.

I have three years of experience.

Korkarım ki hiç deneyimim yok.

- I'm afraid I have no experience.
- I'm afraid that I have no experience.

Bilgisayar konusunda çok deneyimim var.

I have a lot of experience in computers.

Seninki kadar çok deneyimim yok.

- I don't have as much experience as you.
- I don't have as much experience as you do.

Dün gece garip bir deneyimim oldu.

I had a strange experience last night.

Tom'dan çok daha fazla deneyimim var.

I've got a lot more experience than Tom.

Umarım deneyimim birileri için ilginç olur.

I hope my experience will be interesting to somebody.

Onu yapmakta neredeyse hiç deneyimim yok.

I have almost no experience doing that.

- Yolun sol tarafında araç kullanma konusunda deneyimim yok.
- Yolun sol tarafında çok sürüş deneyimim yok.

I don't have much experience driving on the left-side of the road.

Hiçbir deneyimim yok ama ben bir hızlı öğrenenim.

I have no experience, but I'm a fast learner.

Yolun sağ tarafında sürmek için çok deneyimim yok.

I don't have much experience driving on the right side of the road.

Ama bunda sorun yoktu çünkü bu alanda onlarca yıllık deneyimim vardı -

but that was okay because I had decades of experience in the field -

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.

I have a lot of friends who are native speakers, so I've had a lot of experience speaking with native speakers.