Translation of "Değişken" in English

0.003 sec.

Examples of using "Değişken" in a sentence and their english translations:

Hava değişken.

- The weather is fickle.
- The weather is changeable.

Tom değişken değildir.

Tom isn't flexible.

Durum değişken görünüyor.

The situation sounds volatile.

Moda değişken bir şeydir.

Fashion is a fickle thing.

Dağlardaki hava çok değişken olur.

The weather is just so changeable in the mountains.

O değişken bir tutum takındı.

He took an uncertain stance.

çünkü belki bilirsiniz, duygusal açıdan değişken biriyim.

because as you all may know I'm emotionally unstable.

Fiyatlar değişken, o yüzden dükkân dükkân dolaşın.

The prices are variable, so shop around.

C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.

Variable names in C are case sensitive.

Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.

Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.

Altta yatan pek çok karmaşık ve değişken etkeni dikkate almaz

ignores many of the complicated variable factors beneath it.

Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.