Translation of "Davran" in English

0.010 sec.

Examples of using "Davran" in a sentence and their english translations:

- Bir erkek gibi davran.
- Erkek gibi davran.

- Act like a man.
- Act like a man!

- Erkek gibi davran.
- Bir adam gibi davran.

Behave like a man.

- Erkek gibi davran.
- Bir adam gibi davran!

- Act like a man.
- Act like a man!

Adam gibi davran.

You must act like a man.

Ona iyi davran.

Treat him well.

Çocuklara iyi davran.

Be nice to the children.

Lütfen dürüst davran.

Please behave honestly.

Yaşına göre davran.

Act your age.

Kazandın gibi davran.

Pretend you've won.

Yetişkinler gibi davran.

Act like adults.

Lütfen kediye iyi davran.

Please treat the cat well.

Lütfen evinde gibi davran.

Please make yourself at home.

Roma'dayken Romalı gibi davran.

When in Rome, do as the Romans do.

Onları tanımıyormuşsun gibi davran.

Pretend you don't know them.

Roma'da Romalılar gibi davran.

When in Rome, do as the Romans.

Annene karşı iyi davran.

Be nice to your mom.

Beni görmemiş gibi davran.

Pretend you didn't see me.

Onu görmüyormuş gibi davran.

Pretend you don't see him.

Onları görmüyormuş gibi davran.

Pretend you don't see them.

Sessiz ol ve iyi davran.

Keep quiet and behave well!

Bir şey biliyor gibi davran.

Pretend you know something.

Ben bir yabancıymışım gibi davran.

Pretend I'm a stranger.

Hiçbir şey olmuyor gibi davran.

Pretend nothing's going on.

Sadece o olmamış gibi davran.

Just pretend that it didn't happen.

Romada iken Romalılar gibi davran.

- Do in Rome as the Romans do.
- When in Rome, do as the Romans do.

Lütfen ölçülü bir biçimde davran.

Please behave prudently.

Büyü ve yaşına göre davran!

Grow up and act your age!

Sen beni görmüyormuş gibi davran.

Pretend you don't see me.

Lütfen şimdi bana kibarca davran.

Please treat me nicely now.

Eğer bir öğrenci isen, öyle davran.

If you are a student, behave as such.

Lütfen bir İngiliz beyefendisi gibi davran.

Please behave like an English gentleman.

Senden nefret eden herkese iyi davran.

Be good to everyone who hates you.

Yalnızca ben burada değilmişim gibi davran.

Just pretend I'm not here.

Eğer kültürlü bir adamsan, hoşgörüyle davran.

Behave decently, as if you're a well-cultured man.

Sadece hiçbir şey olmamış gibi davran.

Just pretend nothing happened.

Hala benim kız arkadaşımsın gibi davran.

Pretend you're still my girlfriend.

Sadece her şey normalmiş gibi davran.

- Just pretend like everything is normal.
- Just pretend like everything's normal.

En azından beni gördüğüne sevinmişsin gibi davran.

At least pretend you're happy to see me.

Kendine davrandığın gibi başkalarına da öyle davran.

Do unto yourself as you do unto others.

Eğer bir ayıyla karşılaşırsan, ölüymüş gibi davran.

If you should meet a bear, pretend to be dead.

- Kendi evindeymişsin gibi davran.
- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Lütfen evinde gibi davran.

- Make yourself at home.
- Please make yourself at home.
- Please make yourself at home here.

Onlara kötü davran, onlar da sana kötü davranacaklardır.

Treat them badly, and they will treat you badly.

- Sana nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına aynı şekilde davran.
- Başkalarının sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran.

- Do unto others as you would have them do unto you.
- Do unto others as you would have others do unto you.

"Sana gelince, Soult, sadece - her zaman yaptığın gibi davran" dedi .

“As for you, Soult, I say only - act as you always do.”

- Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.
- Sana davranılmasını istediğin gibi davran.

Do as you would be done by.

Lütfen bu yıl bana geçen yıl davrandığın kadar iyi davran.

Please treat me this year as well as you did last year.

- Başkalarına sana davranılmasını istediğin gibi davran.
- Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma.
- Başkalarının sana nasıl davranmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran.

- Do unto others as you would have them do unto you.
- Do unto others as you would have others do unto you.

- Tam olarak dediğim gibi davran.
- Tam olarak söylediğim gibi hareket et.

Act exactly as I said.

- Kendi evinizde gibi davranın.
- Kendi evinizdeymiş gibi davranın.
- Evindeymişsin gibi davran.

- Make yourself at home.
- Make yourself at home!

- Yap da görelim Tom.
- Hodri meydan Tom.
- Davran bakalım Tom.
- Hadi bakalım Tom.

Bring it on, Tom.

"Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.

Despite their truth, sayings like "carpe diem", "live for yourself" and "know your worth" have degenerated into cliches for justifying rudeness, oddness, and apathy, at the hands of TV personalities and columnists. That is what is called "educated ignorance".