Translation of "Cezalandırılmak" in English

Cezalandırılmak istemedim.

- I didn't want to get grounded.
- I didn't want to be punished.

Cezalandırılmak istemiyorum.

I don't want to be punished.

Cezalandırılmak hoşuna gitmedi.

He didn't like to be punished.

Tom cezalandırılmak istemiyordu.

- Tom didn't want to be punished.
- Tom doesn't want to be punished.

Tom cezalandırılmak zorunda.

Tom has to be punished.

Hapishane suçluların cezalandırılmak için gittiği yerdir.

Jail is where criminals go to be punished.

Her halükarda, ağır biçimde cezalandırılmak zorunda kalacak.

In any case, she'll have to be severely punished.

Leyla tesettüre girmediği için Kıyamet Günü'nde cezalandırılmak istememişti.

Layla didn't want to get punished on the Day of Judgment for not wearing the hijab.

Böyle bir şey hırsızlık olarak kabul edilir ve ciddi bir şekilde cezalandırılmak zorundadır.

Such a thing is considered theft and it has to be punished severely.