Translation of "Buzdolabı" in English

- Buzdolabı açıktır.
- Buzdolabı açık.

The refrigerator is open.

Buzdolabı kirli.

The refrigerator is dirty.

Buzdolabı kapatın.

Close the refrigerator.

Buzdolabı kapalı.

The refrigerator is closed.

Buzdolabı boş.

The fridge is empty.

Bizim buzdolabı çalışmıyor.

Our refrigerator isn't working.

Küçük buzdolabı kirli.

The little fridge is dirty.

Buzdolabı kapısı açıktı.

The refrigerator door was open.

Anne, buzdolabı soğutmuyor.

Mom, the fridge doesn't cool.

Buzdolabı gıdanın bozulmasını engeller.

The refrigerator prevents food from going bad.

Onlar bir buzdolabı sattı.

They sold a refrigerator.

Buzdolabı yiyeceği çürümekten korur.

The refrigerator preserves food from decay.

Yiyecek buzdolabında. Buzdolabı mutfakta.

The food is in the refrigerator. The refrigerator is in the kitchen.

Burada buzdolabı satıyor musunuz?

Do you sell refrigerators here?

Hiç pembe buzdolabı görmedim.

- I have never seen a pink fridge.
- I've never seen a pink fridge.
- I've never seen a pink refrigerator.

Bu buzdolabı çok ağır.

This refrigerator is very heavy.

Sanki arkamda buzdolabı sürüklüyorum gibiydi.

It was like I was dragging a fridge behind me through the forest.

Bir buzdolabı eti taze tutar.

A refrigerator keeps meat fresh.

Hiç kırmızı bir buzdolabı görmedim.

- I have never seen a red refrigerator.
- I've never seen a red refrigerator.

Kırmızı bir buzdolabı hiç görmedim.

- I have never seen a red refrigerator.
- I've never seen a red refrigerator.

Tom bugün üç buzdolabı sattı.

Tom sold three refrigerators today.

Tom'un odasında mini buzdolabı var.

Tom has a mini-fridge in his room.

Ben hiç kırmızı bir buzdolabı görmedim.

I have never seen any red fridge.

Tom daha büyük bir buzdolabı istiyor.

Tom wants a bigger refrigerator.

Elektronik mağazasına yeni buzdolabı almaya gittim.

I went to the electronics store to buy a new refrigerator.

Geniş çaplı bir buzdolabı satın almak istiyorum.

I want to buy a large sized refrigerator.

Bu buzdolabı bir buz üreticiyle birlikte gelir.

This fridge comes with an ice-maker.

Annem bir buzdolabı aldı ve onu teslim ettirdi.

My mother bought a refrigerator and had it delivered.

Bir buzdolabı yiyeceği uzun bir süre taze tutar.

A refrigerator keeps food fresh for a long time.

O bizim ona bir televizyon ve bir buzdolabı getirmemizi istedi.

He asked us to bring him a television and a fridge.

Bu buzdolabı sadece 24 inç genişliğinde. Küçük daireler için mükemmel.

This fridge is only 24 inches wide. It's perfect for small apartments.

Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.

In a dictionary like this one there should be at least two sentences with "fridge".