Translation of "Bilmediğimiz" in English

0.010 sec.

Examples of using "Bilmediğimiz" in a sentence and their english translations:

İşte bilmediğimiz şeyler.

Here's what we don't know.

Bilmediğimiz fikrine hâlâ bağlıyım.

and we just don't know what it is.

Hiç bilmediğimiz anlamına gelir.

it means that we do not know at all.

Bilmediğimiz çok şey var.

There's a lot we don't know.

Bizim bilmediğimiz neyi biliyorlar.

What do they know that we don't?

Başladığımızda bilmediğimiz şeyler vardı.

When we started out, there were things we didn't know.

Bize bilmediğimiz bir şey söyle.

- Tell us something we didn't know.
- Tell us something we don't know.

Tom bilmediğimiz bir şeyi bilebilir.

Tom might know something we don't.

Hâlâ bilmediğimiz çok şey var.

There's a lot we still don't know.

Tom bilmediğimiz bir şey biliyor.

- Tom knows something that we don't know.
- Tom knows something we don't.
- Tom knows something we don't know.
- Tom knows something that we don't.

- Belki onlar bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar.
- Belki bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyorlardır.

Maybe they know something we don't.

Bu mantar bizim bilmediğimiz neyi biliyor?

What does this mushroom know that we don't?

Daha önce varlığını bilmediğimiz bir bölüm.

a chapter we didn't know that it existed before.

Bildiğimiz bir damla, bilmediğimiz bir okyanus.

What we know is a drop. What we don't know is an ocean.

Ana karakter adını bilmediğimiz bir adam.

The main character is a man whose name we do not know.

Tom bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyor.

- Tom knows something that we don't know.
- Tom knows something we don't.
- Tom knows something we don't know.
- Tom knows something that we don't.

Hâlâ hakkında bilmediğimiz pek çok şey var.

There are so many things we still don't know about it.

Onlar bize muhtemelen zaten bilmediğimiz ne söyleyebilir?

What could they possibly tell us that we don't already know?

Belki Tom bizim bilmediğimiz bir şey biliyor.

Perhaps Tom knows something that we don't.

Sadece nasıl çözeceğimizi bilmediğimiz bir sorunumuz kaldı.

I just have one problem left that I don't know how to solve.

Tom zaten bilmediğimiz hiçbir şeyi bize söylemeyecek.

Tom isn't going to tell us anything we don't already know.

Tom bizim bilmediğimiz ne biliyor merak ediyorum.

I wonder what Tom knows that we don't.

Daha önce bilmediğimiz, yorumlamak için çaba sarf ettiğimiz

A very exciting composition and an art, which we didn't know before,

Ama her şeyi bilmediğimiz kesin ve kolayca yanılabiliriz.

but we certainly don't know everything, and we could very easily be wrong -

Bilmediğimiz birçok şey var, ancak her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz.

There are many things we do not know, but we think we know everything.

Tom, Mary hakkında henüz bizim bilmediğimiz bir şey bildiğini söylüyor.

Tom says he knows something about Mary that we don't know yet.

Bizim önceden bilmediğimiz, Tom hakkında bize söyleyebileceğin bir şey var mı?

Is there anything you can tell us about Tom that we don't already know?

Kedilerin neden salatalıktan korktuğunu anlamıyorum. Belki de bilmediğimiz bir şeyi biliyorlardır.

I don't understand why cats are so terrified of cucumbers. Perhaps they know something we don't.

Tehlike bilmediğimiz şeyden gelmez, fakat oysa doğru değilken doğru olduğuna inandığımız şeyden gelir.

Danger doesn't come from what we don't know, but from what we believe to be true whereas it isn't.

Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.

How horrible, fantastic, incredible it is that we should be digging trenches and trying on gas-masks here because of a quarrel in a far away country between people of whom we know nothing.