Translation of "Biçimini" in English

Konuşma biçimini beğeniyorum.

I like the way you speak.

Onun yaşam biçimini kıskanıyordu.

He was envious of his way of living.

Onun konuşma biçimini seviyor.

He likes the way she talks.

Yaşam biçimini neden koşullara uydurmuyorsun?

Why don't you adapt your way of life to circumstances?

O, onun yaşama biçimini kıskanıyordu.

He was envious of her way of living.

Alışılmadık bir yaşam biçimini benimsedi.

He adopted an unconventional lifestyle.

Tom görünüş biçimini çok önemsiyor.

Tom cares a lot about the way he looks.

Leyla kırsal yaşam biçimini seviyordu.

Layla loved the country lifestyle.

Tom'un Mary'ye bakış biçimini gördüm.

I've seen the way Tom looks at Mary.

Tom'un Mary'ye davranış biçimini beğenmiyorum.

I don't like the way Tom treats Mary.

Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.

Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving.

Öyleyse ben de dosya biçimini değiştirmeyi deneyeceğim.

I'll try to change the file format then.

Tom annesinin, onun saçını tıraş etme biçimini sevmez.

Tom doesn't like the way his mother cuts his hair.

Çoğu roman ve gösteriler, tarımsal yaşam biçimini romantikleştirir.

Many novels and shows romanticize the agrarian lifestyle.