Translation of "Bayana" in English

0.011 sec.

Examples of using "Bayana" in a sentence and their english translations:

Yerimi yaşlı bayana verdim.

I gave my seat to the old lady.

Yerimi yaşlı bir bayana verdim.

I gave up my seat to an old lady.

Bir bayana nasıl davranacağımı biliyorum.

I know how to treat a lady.

Onlar o bayana yavaşça yaklaştı.

They slowly approached her.

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilmelisin.

You should know better than to ask a lady her age.

O, bayana bir bardak su getirdi.

He got the lady some water.

Tom yaşlı bir bayana koltuğunu verdi.

Tom offered his seat to an old lady.

Tom yaşlı bayana yardım teklif etti.

Tom offered to help the old lady.

Tom yaşlı bir bayana saygıyla eğildi.

Tom bowed respectfully to the old lady.

O yaşlı bir bayana yer açtı.

She made room for an old lady.

Bu bir bayana davranma tarzı değildir.

This is no way to treat a lady.

Bir bayana böyle davranılır mı hiç?

Is this any way to treat a lady?

Lütfen bu bayana bir taksi çağırın.

- Please call this lady a taxi.
- Please call a taxi for this lady.

Yaşlı bayana yardımcı olmaya razı oldu.

He consented to help the old lady.

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşını sormayacak kadar mantıklı olmalısın.

You should know better than to ask a lady her age.

Saçımı kesen bayana perçemden hoşlanmadığımı söyleyebilmek isterdim.

I'd love to be able to tell the lady who cuts my hair that I don’t like bangs.

Yerinden kalkması için yaşlı bir bayana yardım etti.

He helped an old lady get up from her seat.

Bir bayana yaşını sormanın kabalık olduğunu bilmiyor musunuz?

Don't you know it's rude to ask a lady her age?

Dan tren istasyonunun yanındaki yaşlı bayana zevzeklik etti.

Dan mugged an old lady near the train station.

Tom yaşlı bayana caddeyi geçmesi için yardım etmeyi önerdi.

Tom offered to help the old lady cross the street.

Ben bugün onun amcası tarafından bir bayana tanıtılacağını biliyorum.

I know that he will be introduced to a lady by his uncle today.

Tom yaşlı bayana malzemelerini arabasına taşımak için yardım etmeyi önerdi.

Tom offered to help the old lady carry her groceries out to her car.

Aşık olmak sevmekle aynı değildir. Bir bayana aşık olabilirsin ve hâlâ ondan nefret edebilirsin.

To be in love is not the same as loving. You can be in love with a woman and still hate her.