Translation of "Bakamıyorum" in English

Bakamıyorum.

I can't look.

Tom'a bakamıyorum.

I can't look at Tom.

Kendime bakamıyorum.

I can't take care of myself.

Buna bakamıyorum bile.

I can't even look at it.

Sana bakamıyorum bile.

I can't even look at you.

Annen aklıma gelmeden sana bakamıyorum.

I can't see you without thinking of your mother.

Bu resimlere bakamıyorum. Onlar korkunç.

I cannot look at these pictures. They are horrible.

Ben buna sakin biçimde bakamıyorum.

I can't look at this calmly.

Okul günlerimi hatırlamadan bu fotoğrafa bakamıyorum.

- I cannot look at this photo without being reminded of my school days.
- I can't look at this photo without being reminded of my school days.

- Şu an telefonlara bakamıyorum.
- Şu an telefonlara çıkmıyorum.

I'm not taking calls right now.